Dişlerinizin şekli, kendinize duyduğunuz güvene katkıda bulunan fiziki şartlardan biridir. Kendi hakkınızdaki düşünceleriniz de iş ve özel hayatınızı doğrudan etkiler. Nasıl mı? Daha güzel ve rahat gülümseyen kişiler kendileriyle barışık, özgüveni yüksek ve sosyal kişilerdir. Bu da çevrelerine pozitif enerji verir ve sempati kazandırır. Yapılan araştırmalar bu sonucu doğruluyor. Unutmayın, yüz güzelliğinde dişlerin görüntüsü en önemli etkenlerden biridir. Aynı zamanda (küçük düzeltmelerin de en çabuk fark yarattığı bölgedir. Bu sebeple yüzünüzün görünüşü ile ilgili endişe re problemleriniz varsa, önce dişlerinize bir göz atmanızda fayda var. O halde, güzel bir gülümseme ve daha estetik görünen dişler için bilgilerinizi tazelemenin zamanı geldi! Creadenta Ağız ve Diş Sağlığı Merkezimden Diş Hekimi Elif Özcan, bu konularda bizleri bilgilendirdi, doğru ve yanlışları anlattı.
1) Elle fırçalamak, otomatik diş fırçalarıyla fırçalamaktan daha mı sağlıklı? Büyük yanılgı! Yeni nesil elektrikli diş fırçaları geleneksel elle fırçalama yöntemlerinden kesinlikle çok daha sağlıklı sonuçlar veriyor. Çünkü bu son model fırçalar, dakikada binlerce titreşimle çok daha derinlere nüfuz ederek plak oluşumunu önlüyor ve zamanlama özellikleri sayesinde iki dakikalık ideal süreyi aşmanıza da engel oluyor.
2) Peki ne zaman normal diş fırçasından vazgeçip, elektrikli diş fırçalarını tercih etmek gerek? Diş fırçalama süreniz hakkında kuşkularınız var ise, çocuğunuza diş fırçalamayı sevdirmeye çalışıyorsanız, dişlerinizi normal fırçalar ile çok sert fırçalıyorsanız, dişeti hastalığınız ya da artıkları dişlerinizden uzaklaştırmayla ilgili problemlerinize karşı diş hekiminiz tarafından önerildiyse, normal fırçalar ile en arka dişlerinize ulaşamayıp, o bölgeyi temizleyemiyorsaniz, diş fırçalamanızı zorlaştıracak bir engeliniz veya ellerinizi kullanmada bir zorluğunuz varsa, sabit ortodontik tedavi görüyorsanız, yeni teknolojileri kullanmayı seviyorsanız, elektrikli diş fırçalarını tercih etmeniz gerekir.
3) Diş macununu sık sık değiştirmek gerekir mi? Tam aksine. Diş macununu seçerken özel ihtiyaçlarınız olmadığı sürece (aşırı diş taşı, dişeti hastalığı, hassasiyet vb.) alacağınız macunun florid içerip içermediği ne bakmanız yeterlidir. Çoğunluğun bu ekstralara ihtiyacı yoktur.
4} Dişleri hızlı ve kısa sürede fırçalamak iyi sonuç verir mi? Kesinlikle hayır. Dişler fırçalandığında amaç dişlerin mekanik olarak temizlenmesidir. Yapılan hesaplamalar, dişin her yüzeyinin yeterli derecede fırçalanması için 2-3 dakika gerektiğini göstermiştir. Dişlerin, bu sürenin altında doğru olarak fırçalanması mümkün değildir. Yani 30 saniyelik bir diş fırçalama sadece ağzınızın tadını değiştirir, fırçalama olarak bir şey ifade etmez. İnsanların yaptığı en önemli hatalardan biri, bu kadar kısa fırçalayarak dişlerini temiz tuttuklarına inanmalarıdır. Oysa düzgün olmayan bir fırçalama, dişleri çürüklerden korumaz. Diş fırçalamada önemli olan, fırçalama işlemidir. Diş macununa çok az görev düşer. Ayrıca yoğun baskı uygulayarak, hızlı ve kısa sürede diş fırçalamak, diş yüzeyinin zedelenmesine ve bir süre sonra çatlamalara yol açar. Bu yüzden şunu aklınızdan çıkarmayın: Küçük hareketlerle kırmızıdan beyaza, yani diş etinden dişlere doğru fırçalamayı deneyin.
5) Diş ipi gerekli mi? Evet. Fırçalama sadece dişlerin ön, arka ve çiğneyici yüzeylerini temizler. Oysa çürüklerin çok büyük bir bölümü arayüz dediğimiz dişlerin birbirine temas ettiği yan yüzeylerinden başlar. Sadece fırçalama ile bu arayüz çürüklerinden korunmak mümkün değildir. Bu sebeple her gün 1 kez diş ipi kullanılması çürüklerin önlenmesi açısından önemlidir. Pekçok yemek artığı ve bakteri diş aralarına öyle bir yerleşir ki, sıradan bir diş fırçasının onu bulması neredeyse imkansızdır. Bu yüzden diş ipi imdada yetişir. Hiç değilse günde bir kere diş ipiyle temizlik yapmakta fayda var. Bunun için de ideal saat, gün sonundaki fırçalama operasyonu olacaktır. Gece boyunca uykuda hiçbir şey yiyip içmeyeceğiniz için, dişleriniz de daha rahat bir uyku çekecektir.
6) "Bir parça peynir diş temizliğine katkıda bulunur" diyorlar, doğru mu? Kısmen doğru. Peynir, özellikle de eski kaşar tükürük akışının artışını uyarır ve tükürüğün uyarımıyla diş minesindeki başlangıç çürükleri bile tamir edebilir. Yemeklerden sonra bir parça peynir yemek diş sağlığınız için iyidir.
7) Çay, kahve ve nikotin dişlerin rengini değiştirir mi? Evet. Siz de güne bir bardak çay veya kahve ile başlayanlardansanız, şunu bilmelisiniz ki bu içeceklerdeki 'tannik asit' lekelenmelerin başlamasının en önemli sebebidir. Sabah keyfinizi bir pipet yardımıyla içmek bu tanniklerin ağzınıza ve dişlerinize bulaşmadan direkt yutulmasını sağlayacaktır. Çay ve kahve aynı zamanda sıcak olmaları sebebiyle dişlerde önce bir genişleme sonra da bir büzülmeye sebep olur. Bu hareket lekelerin tamamen dişin içine yerleşmesine yol açar. Çok sıcak veya çok soğuk içeceklerden kaçınmak bu genişleme-büzülmeyi engelleyerek, lekelerin dişinizle bütünleşmesini önler. Sigara dumanı dişler üzerinde, gıda artıklarının birikeceği yapışkan bir yüzey yaratır. Bu hem dişeti hastalığına yakalanmanızı kolaylaştırır hem de dişlerinizi tamamen temizlemenizi imkansıztaştırır. Böylece dişleriniz daha sağlıksız olur ve hızla sararır.
8) Parlatma işlemi dişleri zedeler mi? Doğru yapılırsa, hayır. Diş hekimlerinin kullandığı pastalar özel malzemelerdir. Ciddi bir temizlik sağlamalarına rağmen dişleri aşındırıp çizmezler. Fakat eczanelerde satılan ve özellikle sigara içenler için özel olduğu iddia edilen bazı macunlar dişleri temizlerken çizer ve uzun vadede hem dişleri aşındırarak renklerinin mat ve daha koyu olmasına sebep olur, hem de bu çizikler daha kolay lekeleneceğinden kişiyi bu malzemeyi kullanmaya bağımlı hale getirir. Çünkü kullanmadığında dişlerinin kısa sürede lekelendiğini gören kişi, bu malzemeyi kullanmadığında lekeli dişlerle gezmek zorunda kalacağını düşünür. 9) Hamileler dişlerini daha mı temiz tutmalılar? Doğru. Hamilelikte meydana gelen hormonal değişiklikler dişetlerinin daha hassas ve kanamalı olmasına sebep olur. Bu sebeple özellikle hamilelik başlangıcında bir diş taşı temizliği yapılıp, dişlerini olabildiğince sağlıklı hale getirmek ve bu dönemde de fırçalamayı devam ettirerek sorun yaratabilecek bir dişeti probleminden uzak durmak önemlidir. Özellikle ilk 3 aydaki bulantı ve kusma problemleri de ağzın daha asitli bir ortam olmasına, bu da çürüklerin daha hızlı ilerlemesine sebep olur. Ancak bu sebeplerin hiçbiri hamilelik esnasında daha kolay diş kaybı olacağı anlamına gelmez. Biraz özen ve 2-3 dakikalık normal bir fırçalama ve ip kullanımıyla, hamilelik dönemi kolayca ve sorunsuzca atlatılabilir. Kişinin ağız bakımı zaten kötüyse ve hiçbir çaba harcamazsa, elbette hamilelik döneminde daha çok problem yaşayacaktır.
10) Dolgu için en iyi materyal hangisidir ve neden? Günümüzde kullanılan tek dolgu malzemesi kompozittır {beyaz dolgu, ışıkla sertleşen dolgu). Amalgam yaklaşık 10 sene önce vücutta metal birikimine sebep olma ihtimali ve estetik olarak yetersiz olması sebebiyle kullanılmamaya başlanmıştır. İsviçre gibi gelişmiş batı ülkelerinde amalgam dolgular sokulurken bile zararlı atık muamelesi görüyor ve özel olarak toplanıyorlar. Kompozıt dolgular ise bu süreçte gittikçe gelişerek günümüzde en az amalgam kadar dayanıklı hale geldi. Kcmpozit, amalgamdan farklı olarak yapılması esnasında teknik bilgi ve hassasiyete ihtiyaç duyar. Doğru yapılmış kompozit bir dolgunun düşme ihtimali yok denecek kadar azdır.
11) İki ayrı diş fırçası neden olmalı? Çünkü naylon diş fırçasının tam olarak kuruyabilmesi için tam bir gün gereklidir. Her gün aynı fırçayı kullanıyorsanız, fırça tam olarak kuruyamaz, işlevini iyi yapamayacak kadar yumuşar. Bu yüzden en az 2 fırçanızın olması gereklidir.
Aklınızda bulunsun: İdeal bir diş fırçası, orta yumuşaklıkta en az 3 sıra, yuvarlatılmış naylon kıllardan yapılmış olmalıdır. Küçük başlı fırçalarla daha detaylı ve iyi bir fırçalama yapmak mümkündür.
12) Hemen yemek bitiminde dişleri fırçalamalı mıyız? Eğer asitli gıdalar alınmadıysa, hemen fırçalama yapılması uygundur. Ancak kola, portakal suyu vb. asitli gıdaların alımından sonra en az yarım saat diş fırçalamamak gerekir. Zira bu gıdalardaki asit, diş minesinde az da olsa bir erimeye, yumuşamaya sebep olur, tükürük bunu yarım saat içinde normal haline döndürebilecek tamponlama etkisine sahiptir ama dişler hemen fırçalanırsa, fırça bu yumuşamış tabakayı zedeler ve aşınmaya sebep olur. Bu mikro seviyede bu aşınmadır. Fakat sürekli tekrarlandığında dişte hassasiyet ve minelerde incelme oluşur.
13) Ağız kokusu nerden kaynaklanır? Ağız kokusunun sebebi, ölü bakterilerin atık maddesi olan ve 'volatile sülfür' adı verilen bir gazdır. Nefeste oluşan kötü koku, büyük oranda ağız içi kaynaklıdır. Ağız içi bir enfeksiyon, ilerlemiş bir dişeti hastalığı ya da sadece ağız içinde birkaç saatten fazla kalmış gıda artıklarına yerleşen bakteriler kokuya sebep olurlar.
|