Görele’nin bir Yüksekokul alabilmesi için Karadeniz Teknik Üniversitesi’nin kapısını aşındırdığı daha dün gibi. Hatırlıyorum da Görele bir Yüksekokul umuduyla adeta tek yumruk olmuştu. Amaç sadece bir Yüksekokul. Bir bölüm dahi yeter denilen. Bir bölüm demek topu topu 30-40 öğrenci kadar. İşte bu kadar öğrenci için kimler ne kapılar aşındırmıştı da bir sonuç alınamamıştı. *** Görele, bugün fakülte düzeyinde Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu’na ayrıca bir fakülteye sahipse bu elbette kolay olmadı. AK Parti Hükümeti tarafından 81 ile üniversite gündeme gelince Göreleliler durur mu? Görele Dernekler Federasyonu “Giresun’a Üniversite, Görele’ye Fakülte “sloganıyla ilk hamleyi yaptı. Giresun’a bir üniversite yapılsın nasılsa Görele’ye bir fakülte alınır umudu doğdu. Bir fakülte alınsın da hangisi olursa olsun denilen bir fakülte. Çünkü Görele yıllarca bir yüksekokulun özlemini yaşamış bir ilçeydi. İlk hesapta öğrencisi bol olan, hocası kolay bulunan bir fakülte düşünülüyordu. Bunun için de Sosyal Bilimler alanında açılacak bir üniversite en ideal olanıydı. Sonra ne oldu da Güzel Sanatlar Fakültesi gündeme geldi? Sırasıyla anlatıyorum ya işte oraya da geldik. Görele’nin üst akılları bir ilçede bir İstanbul’da toplantılar üzerine toplantı yaptı. Mesele Görele’nin geleceğini inşa etmek ya.. Sonunda bir karar verildi. Görele’nin bugüne kadar sanat alanında yetiştirdiği değerler toplamından yola çıkılarak Görele’ye Güzel Sanatlar Fakültesi yakışırdı. Hem de Görele’nin yetiştirdiği değerler dahi bu fakültede ders verirdi. Yani hoca bulmak hiç sorun değildi. Özverili bir çalışmanın sonucunda Görele’ye Güzel Sanatlar Fakültesi kuruldu. Fakat hiç bir şey ne yazık ki umut edildiği gibi olmadı. İlk hayal kırıklığı Görele’nin yetiştirdiği onca değerlerimizden bir tanesi dahi hoca bulmak için çıkan ilanlara müracaat etmemesi oldu. Görele Güzel Sanatlar Fakültesi’ne hoca bulmak için yine üst akıllarımız toplantılar üzerine toplantı yaptı. Fakat Göreleli bir hoca bulmak mümkün olmadı. Sonunda Giresun Üniversitesi kendi imkanlarıyla kendi kadrolarını oluşturdu. Has bel keder birkaç bölüm açıldı. Her şey tam düzeldi derken bu sefer Üniversitenin kendi iç sorunu fakültemize zarar vermeye başladı. Rektör ve Dekanlık arasındaki kişisel sorunlar fakülte kurmak için tek yumruk olmuş Görele’yi karıştırdı. Kimisi Rektör haklı, kimisi Dekan haklı der hale geldi. Fakat hiç birisi “bana ne sizden benim için fakülte önemlidir” demedi. Herkes kendi çıkarları doğrultusunda bir taraf haline geldi. Kimisi siyasi kimisi menfi… Şimdi Görele’ye ben tercüman olmak istiyorum. Görele bu fakülte için çok uğraş verdi. Sadece bürokratik, siyasi yönden vermedi bu uğraşı. O binanın oraya dikilmesi için çok fedakârlıklar yaşandı. Bu nedenle Üniversitenin iç meselesi bizi hiç ilgilendirmez. Biz Rektör mü haklı, Dekan mı haklı? Sorusunu bir tarafa bırakarak doğru soruyu sormalıyız. Bana göre de o soru şudur? Sayın Rektör, anlıyoruz ki siz mevcut Dekan ve hocalarla çalışmak istemiyorsunuz. Bu sizi ilgilendirir. Buraya yeni dekan ve hoca görevlendirecek misiniz? Bu da bizi ilgilendirir.