Geçen haftaki yazımı okuyanlardan çoğu aradı.
Arayanlardan bazıları bunları yazmakta geç kaldığımı belirterek sitem etti.
Kimileri de ne ilginçtir ki, Başkan Ertuğrul Melikoğlu’nu eleştirmek yerine Mustafa Demirci’yi eleştirmem gerektiğini söyledi.
Çünkü seçilmişler unutsa da halk arkasında Mustafa Demirci durduğu için Melikoğlu’nun başkan olduğunu unutmamıştı.
Sonra düşündüm bu bence de çok doğruydu.
Mustafa Demirci, Görele’de siyaset üstü bir isim.
Her şeyden önce yüzlerce kişiye istihdam sağlayan bir işadamı.
Sağladığı iş imkanıyla sadece çalışanlar değil, ilçedeki esnafta kazanıyor.
Hem çalışanların hem de esnafın bakmakla hükümlü olduğu ailelerini de hesaba katacak olursak ortaya binlerce kişi çıktığını görürüz.
Dolayısıyla Mustafa Demirci demek sadece bir isimden ibaret olmasa gerek.
Durum böyle olunca Demirci’nin haliyle siyasetteki etkisi de küçümsenemez.
AK Parti’nin Kurucu İlçe Başkanı olarak ta görev üstlenen Demirci’nin haliyle ilçedeki siyaseti etkili olacaktır ve öyle de oldu.
İlk girdiği yerel seçimlerde Görele’de AK Parti’nin gücünü göstermek isteyen Demirci, kamuoyunda çok iyi tanınmayan siyasette henüz tecrübesiz olan Ertuğrul Melikoğlu’nu arkasına takarak meydanlara çıkardı.
Esnaf esnaf, sokak sokak dolaşarak Melikoğlu’na oy istedi.
Melikoğlu’na verilecek her desteğin kendisine verileceğini ifade etti.
Kefili kendisi olduğunu söyledi.
Ve sonuçta seçimin galibi olmayı başardı.
Ardından, İlçe Başkanlığı sürecinde yanından hiç ayırmadığı koruyup kolladığı,yanında tecrübe kazanmasına fırsat verdiği Tolga Erener’e görevini devretti.
Yine genel seçimlerde önce verilen milletvekilliği şansını elinin tersiyle iten Demirci, 2007’de ise heveslendiği milletvekili seçimlerinde bu sefer cezalandırılarak 4. sıradan aday olabildi.
AK Parti bir önceki seçimlerde 98 bin oyla 4 milletvekili çıkarırken 2007’de 120 bini aşan oyla ancak 3 milletvekili çıkarabildi.
Ancak Görele ve çevresinde Demirci’ye verilen destek seçilen milletvekillerinden daha fazlaydı.
Demirci, milletvekili olamasa da kendi seçim bölgesinden aldığı oyla gücünü göstermişti.
Gelelim 2009 Yerel Seçimlerine…
Başkan Melikoğlu’na ilk dönem kefil olup seçtiren Demirci aslında çoktan pişman olmuştu.
Çünkü Melikoğlu, henüz daha başkanlığının ilk yılında kendi partisine ve çevresindekilere sırtını dönmeye ters düşmeye başlamıştı.
Partinin itirazına rağmen hatırlayacaksınız Görele’de başka adam kalmamış gibi Kayseri’den Belediye Başkan Yardımcısı transfer etmişti.
Yanlızca bumu belediyeye onlarca kişi alındı.
Ancak aralarında AK Parti gençliğinden olan isim yoktu.
Hatta bu kişiler alınırken, partisiyle istişare dahi yapılmadığı kulislerde tartışılır olmuştu.
Bu durumdan rahatsız olan parti teşkilatı ve Demirci ikinci dönemde Melikoğlu’nu çizmişlerdi bile.
Ancak anlaşılmaz şekilde yine de Melikoğlu aday gösterilmişti.
Melikoğlu aday olmasına adaydı fakat son bir hafta, on güne kadar seçilme şansı yoktu.
Çünkü arkasında ne partisi vardı ne de bir dönem önce kendisine kefil olan Demirci.
Sonra Demirci sahneye çıktı, partiyi toparladı yeniden son bir şans daha vermek istiyoruz dercesine Melikoğlu’na destek istedi.
İşte şimdi çok uzun zaman gibi görünen o beş yıl tükendi ve seçim süreci yaklaşmakta.
Artık, hem partisinin hem de Demirci’nin kredisini tüketen Melikoğlu’nun durumu sıkıntılı.
Bunu görmeyen,bilmeyen yok.
Asıl mesele Demirci.
Bugüne kadar halk Demirci’ye güvendi.
Demirci kefil oldu oy verdi.
Ve sonuç olarak Demirci bu halkı hayal kırıklığına uğrattı.
Şimdi Demirci, kime oy istese, kimin arkasındayım derse desin halk nezdinde güven kaybetti.
Halkın her istediğinde desteğini alan Demirci’nin vefa borcu oldu.
Demirci’nin siyaseten kaybettiği bu güveni kazanmasının ve vefa borcunu ödemesinin tek yolu olduğunu düşünüyorum.
Artık birilerine oy isteyip,kefil olmak yerine halkın karşısına kendisi geçmelidir. |