Çocukluk zamanlarımdı… Aile olarak Zonguldak’ta yaşıyorduk ve siyasetin pek dışındaydık. Babamın siyasetten yana hatırladığım tek anısı çalıştırdığı kahvehaneye “bugün yine siyasetçilerin gelecek” sözleriydi. Bir dönemde jandarmaların sık sık baskın yapmaları. Meğer ihtilal dönemleriymiş… Sonrası biz çocuklar için çok keyifliydi… Evler eşantiyonlarla dolup taşardı… Zonguldak macerası bitip köye taşındığımızda en büyük siyaseti muhtarlarda görmeye başladık. Seçim dönemlerinde babamın çalıştırdığı kahvehaneye gelen muhtarın dilinde; “Arım balım peteğim, Özal benim çiçeğim.. Bilsem ki öleceğim, yine onu seçeceğim” sözleri olurdu. Yavaş yavaş çocukluk dönemlerimden çıkarken siyasetten anladığım tek şey, işin fanatik boyutu… Ve herkes, dededen, babadan kalma Demirelci… Büyüdüm ve siyasetin amigoluk olmadığını anladım… Biz de siyasetçilerin bir kısmı müteahhit, bir kısmı oda veya sendika temsilcisi bir kısmı da avukat. Bu üç ihtisas konusundan en az birisinin içerisinde yer almadan siyasetin ön saflarında yer vermezler. Oda başkanları da bu üç gruptan kendilerine siyaseti seçenlerden. Şu memlekette, varsa istisna affetsinler, siyaset yapmak yerine işini yapan bir oda görmedim ben… Görmüş olsaydık güzel şehirlerimiz, sağlıklı binalarımız falan olurdu… Ya da ideoloji amigoluğu yapmaktan daha haysiyetli işler yapan sendikalar ya da oda başkanlarımız… Defalarca yazdım, yine yazıyorum. Hani hala fark etmemişsinizdir diye! Herkes her şey olabilir bu ülkede… Kemalist, ateist, cemaatçi, aşırı dinci, Kürt, Ermeni, Çerkes vs… Hükümete karşı da olunabilir.. Üstelik, her ne kadar biz dilimize yakıştırmasak da, en ağır hakaretlerle… Ama bunları bir sivil toplum kuruluşunu temsil ederek yapamazsınız! Oda başkanıysanız, o sıfatla ancak işinizi yaparsınız… Hem siyasetin önemli bir kademesini temsil edip, hem de sivil toplum kuruluşunu temsil ediyorsanız toplumda her zaman siyasi iktidarın yandaşı gibi görünürsünüz. Vatandaş gözünde kendinize siyasette yer bulmak adına yaptığınız düşünülür. Bir kesimin temsilcisi olarak hakkını savunmakla mükellef olduğunuz kişileri siyaseten taraf edemezsiniz… Orada sizin gibi düşünmeyen tek bir üyenin varlığı bile, yaptıklarınızı gayrimeşru kılar… Yaptıklarınızın etik olmasını istiyorsanız bir tercih yapmak zorundasınız… Hadi şimdi işinize bakın..!! |