İstanbul’da yaşayan ve derneklerde önemli görevler üstelmiş değerli bir dostum aradı;
“Yerel Seçimler Yaklaşıyor, yine bir çok hemşerimizin isimi adaylıkta geçiyor.Üstelik bir ilçede birden fazla hemşerimiz aday adayı, siz ne düşünüyorsunuz? diye sordu.
* * *
Güldüm...
“Çünkü dernek üyesi olmadığım için, yorum yapmam doğru olmazdı, önce üyesi olacaksın, sonra yönetim kademelerinde görev alıp, hizmet vereceksin, emeğiniz geçecek. Sonra da derneğin aksayan yönlerini eleştirmeye kalkacaksın. Üye olunmadan gazel okumak şık olmaz” dedim.
Değerli dostum, 'ben böyle düşünmemiştim. Doğru söylüyorsun" diye konuştu. Fazla konunun üzerinde durmadık, telefonu kapattıktan sonra kendi kendime düşündüm.
Giresunlu gazeteci olarak bir şeyler söylemem gerektiğine karar verdim.
Şöyle ki: Giresun’un toprağında doğmuş, suyundan içmeye, havasını teneffüs etmeye devam eden bir gazeteci olarak tepkisiz kalamazdım.
***
Bu sütunlarda da amacım hemşerilerimi eleştirmek değil, aksine doğru, düzeyli, olması gerekeni ifade etmektir. Elbette dernek yöneticilerinin yanlış uygulamalarına göz yumamayız, özeleştiri hakkımızı her platformda dile getiririz. Eleştirirken de tahammül sınırlarını zorlamayız, böyle bir zorlamanın tarafımıza yapılmasına da asla izin vermeyiz, seyirci kalamayız.
Burada üzerinde hassasiyetle durulması gereken konu,yaklaşan yerel seçimler öncesinde derneklerimizin herkese” yeşil ışık” yakmaması gerektiğidir.
Elbette ki gurbette aday olmak isteyen hemşerilerimizin ilk ziyaret edecekleri yerler derneklerdir.
Dernek Başkanları ya da yöneticiler “yeşil ışık” yaktığı zaman bu bireysel olmaktan çıkar gurbette bulunan bütün hemşerilerimizi bağlar.
Dernek başkan ve yöneticilerinin hizmetlerini önemsiyorum. Başarılı olmalarını istiyorum. Hiç bir şekilde üzülmelerine seyirci kalamam. Bu duygu ve düşüncelerle görüşlerimi ifade ediyorum. Peki bunları niçin yazdım.
Söyleyelim:
Bu güne kadar derneğin her kapısını çalana umut verilmesi nedeniyle hemen hemen her ilçede bir den fazla belediye başkan adayı, meclis üyesi adayı ve hatta muhtar adayı olan hemşeriler bir biriyle yarışmışlardır.
Sonrada çıkıp “İstanbul’da nüfus yoğunluğu açısından 3’üncü sıradayız fakat bir belediye başkanı çıkaramıyoruz” şeklinde hayıflanıyoruz.
***
Peki bu kişilere bu umudu verip yola çıkaranlar kimdir acaba?
Derneklerimizin, vakıflarımızın görevi sadece eğlencelerden ibaret faaliyetler düzenlemek değildir.
Bu yüzden yaklaşmakta olan yerel seçimler öncesi derneklerimiz kendi aralarında birlik sağlamalıdırlar.
Sonra kendi aralarındaki birlik ve bütünlüğü aday adayı olmak isteyenler arasında sağlamaya çalışmalıdırlar.
İstanbul’da bugüne kadar belediyecilikte deneyim sahibi olmuş, üst düzey görevleri başarıyla yürütmüş değerlerimiz göz ardı edilmemelidir.
Yine dernek faaliyetleri içerisinde hemşerilerinin gönlünü kazanmış, memleketle gurbet arasında adeta köprü vazifesi görmüş gönüllülerimize daha iyi fırsatlar sunulmalıdır.
Dernekçilik eşittir hemşericilikse eğer siyasi düşünce bir yana bırakılmalıdır.
Geçmişte yapılan hatalar gözden geçirilmelidir. |