Her zaman çevremizde bardağın boş tarafından bakmayı sevenler vardır.

   Eğer bu kişiler topluma yön vermek gibi bir misyona sahipseler gerçekten vahim bir durumdur.

   Ne yazık ki Giresun’da da bunun örnekleri çok fazla.

   Buradan yola çıkarak, üzerinde çok şey yazılan ve konuşulan Giresun Üniversitesi’nde yaşananları farklı bir pencereden bir de ben değerlendirmek istiyorum.

   Kötü emsal gösterilmez fakat, kötü olmadan da güzelin tanımını yapamayız.

   Ülkemizin bir çok yerinde üniversitelerde şöyle ya da böyle bir takım olumsuzluklar yaşanıyor. Bu üniversitelerde çocukları bulunan anne ve babaların duygularını tahmin etmek zor değil.

   Hele bir de Rektör;

   “Buranın hakimi benim” diyebiliyorsa gerisini siz düşünün.

   Oysa Giresun Üniversitesi Rektörü ise “Rektör Anne” şefkatiyle öğrencilerini bağrına basıyor.Başka rektörler öğrenciler arasında korumalarla dolaşırken,Giresun Üniversitesi Rektörü tek tek öğrencilerini kucaklayıp, sırtlarını sıvazlıyor. Yetmiyor her gittiği birimde her öğrencinin her sorusunu sabırla dinleyip samimiyetle cevap veriyor.

   Bütün bunları Prof. Dr. Aygün Attar’ın rektörlük görevine geldikten sonra her birime iki kez düzenlediği gezileri  başka meslektaşlarımla birlikte takip eden bir basın mensubu olarak biliyorum.

   Ancak Giresun Üniversitesi’nde Aygün Attar’dan  bir öncesi, bir de sonrası vardır.

   Rektör Attar’dan sonrasını görmemek “Bardağın boş tarafına bakmak” demektir.

   Size, Aygün Attar’dan önceyi bırakırken, ben ise sonrasını şöyle bir hatırlatmak istiyorum.

   Giresun Üniversitesi’ne kayıt yaptıran öğrencilerin yüzde 30’u kayıt donduruyor yada kayıt yaptırmazken,  Rektör Attar’ın göreve gelişinden sonra kontenjanda yüzde 10 artış yaşandı. Bununla da kalmadı ilk defa 300’ün üzerinde yabancı öğrenci kontenjanı verildi.

   Altyapı yetersizliğinden dolayı Sivas Cumhuriyet Üniversitesi’ne giden Tıp Fakültesi öğrencileri Giresun Üniversitesi’ne gelmeye başladı.

   “Karadeniz’in parlayan yıldızı” sloganıyla yola çıkan Giresun Üniversitesi kendisiyle kurulan üniversiteleri değil, bir çok üniversiteyi de gerisinde bırakarak uluslar arası geçerliliği bulunan protokolleri imzaladı.

   Kısaca "Farabi Değişim Programı" olarak adlandırılan Yükseköğretim Kurumları Arasında Öğrenci ve Öğretim  Üyesi Değişim Programı, üniversite ve yüksek teknoloji enstitüleri bünyesinde ön lisans, lisans, yüksek lisans ve doktora düzeyinde eğitim-öğretim yapan yükseköğretim kurumları arasında öğrenci ve öğretim üyesi değişim programlarına imza attı.

   Giresun Üniversitesi, 8 ülkeden 42 üniversitenin oluşturduğu Kafkas Üniversiteler Birliği'ne üye oldu.

400 civarında bulunan akademisyen sayısı 500’ün üzerine yükseldi.

   Sadece bazılarını sıralayabildiğim bu gelişmeler kurulmasının ardından bir asil,4 vekil rektörün görev yaptığı   Giresun Üversitesi’nde göreve geleli sadece bir yıl olan Prof. Dr. Aygün Attar döneminde gerçekleşti.

   Şimdi asıl gelmek istediğim nokta şu bu başarıları görmeyip,takdir etmeyenlerin, ısrarla bardağın boş tarafından bakmalarına bir anlam veremiyorum.

   Kaldı ki üniversitenin dışında yaşanan bir adi asayiş olayının üniversiteye maal edilmesini de art niyet olarak değerlendiriyorum.

   Dolayısıyla üniversitenin gerçekleştirdiği başarıları takdir etmeyenlerin yaşanan bir olumsuzlukta ulaşabildikleri yerlere açıklama gönderme gayreti içerisinde bulunmaları samimiyetlerine gölge düşürmüştür.