Her şey 12 Haziran 2007’de Ümraniye’de bir gecekonduda 27 el bombasının bulunmasıyla başlamıştı.Arkası ise çorap söküğü gibi geldi. Sakarya ve Ankara’da adeta topraktan cephane fışkırıyordu.Hatırlanacağı gibi lav silahları,suikast silahları ve binlerce mühimmat bulundu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ise o günlerde şu sözleri söylüyordu;
“ Şu topraklardan çıkanları görüyor musunuz? Çukurlardan ne çirkin planlar çıkıyor görüyor musunuz? Milletimizi bölmeye,milletimizin arasına nifak tohumları ekmeye çalışmışlar. Karanlık senaryolar yazmışlar. Hukukun dışına çıkmışlar.Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ne kastetmişler. Her şey artık gün yüzüne çıkıyor bunları görüyor musunuz?”
Oysa henüz soruşturma aşamasındaydı. Hiç kimse yargılanmadan suçlu kabul edilemezdi.
Ergenekon soruşturması kapsamında azınlık liderlerine, aydınlara, tanınmış isimlere suikast planları ortaya çıkıyordu.Başbakan Erdoğan ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ta ölüm listesindeydi.Soruşturma derinleştikçe karanlık bir yapının Türkiye’yi adeta ahtapot gibi sardığı yansıtılıyordu.Muvazzaf ve emekli askerler,gazeteciler,bürokratlar gözaltına alınıyordu.
Bu karanlık yapının adı Ergenekon’du. Ergenekon Terör Örgütü’nün eylemleri sadece plan aşamasında kalmamıştı.Türkiye’nin dört bir tarafında faili meçhul cinayetler işlediği ileri sürülüyordu.17 Mayıs 2006’da Türkiye Danıştay saldırısıyla sarsılmıştı.
Ergenekon Terör Örgütü’nün ana hedeflerinden biri de AK Parti olarak gösteriliyordu.AK Parti’yi bitirmek için 400’ün üzerinde internet sitesinden kara propaganda amaçlı yayınlar yapılıyordu.O haberlerden bazıları AK Parti’yi kapatma davasında delil olarak kullanılıyordu. Emekli Genel Kurmay Başkanı İlker Başbuğ’da bu kapsamda tutuklanmıştı.
AK Partililer’de mitinglerde Ergenekon Terör Örgütü’nü halka şikayet ediyor Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ise bir konuşmasında;
“6-7 yıldır ayakta kalmaya çalışıyoruz. Mafyaları çökerttik, çeteleri bitirdik ve Ergenekon’u ise tepeledik.” diyordu.
Oysa tepelenenler arasında, aydınlar,gazeteciler, askerler ve hatta genel kurmay başkanları vardı. Hepsinin ise söylediği ortak sözler “her şeyin düzmece,komplodan ibaret” olduğuydu.
Diğer taraftan ise soruşturma kapsamında ele geçirilen delillerin Ergenekon Terör Örgütü’nün kumpasta,komploda ne kadar profesyonel oldukları yansıtılıyordu.Bazı evlere silah konulacak,bazı insanlar silahlı terör örgütü üyesi ilan edilecekti.
Yaklaşık beş yıllık yargılamanın ardından 5 Ağustos 2013’te mahkeme kararını verdi. 19 sanık hakkında müebbet hapis cezası kararı çıktı.Şimdi ise Ergenekoncular’ın yeniden yargılanması için çalışmalar başlatıldı.
Başbakan Erdoğan ise 2009’da yargıya müdahale edilemeyeceğini şu sözlerle ifade ediyordu;
“ Bırakın hukuk işlesin.Bırakın savcılar,hakimler rahat bir şekilde görevlerini yapsınlar”
Doğru sözlerdi bunlar.Bırakalım bu günde savcılar,hakimler rahatça işlerini yapsınlar. Zira iğne kendimize battığından mı yargı siyasallaştırılmaya çalışılıyor. Dün kahraman olan emniyet mensuplarının, bir biri ardına görev yerleri değiştiriliyor.
Bırakın, yolsuzluk operasyonlarında adı geçenler, müdahale edilmeden yargılansınlar, kamu vicdanında da kendini aklasınlar.
Neyin telaşıdır bu!
Dünkü söylemler ile bugünkü söylemler milletin kafasında çelişki meydana getirmesin.
Dün gibi dik dur ama asla diklenme ! |