Uzun süreli omurga ağrılarının sebebi “skolyoz” olabilir
Kız çocuklarında ortalama 14-15 yaşına kadar devam eden hızlı büyüme döneminde oldukça şiddetli eklem ve kemik ağrıları görülebilir. Duruş ve oturuş bozukluklarına ve bazen kalıcı şekil bozukluklarına neden olabilen hızlı boy uzaması sırasında, düzenli yapılan spor, meydana gelebilecek bozuklukları önleyebilir ve omurga sistemini düzenler. Öte yandan kız çocuklarında göğüslerin büyümesi ve utanma duyusu ile beraber öne eğik oturup saklama eğilimi de görülebilir. Bu tür şikayetlerin altından omurgada skolyoz (eğrilik) çıkabileceğini göz önünde bulundurarak uzun süreli ve inatçı omurga ağrıların varlığında omurga sisteminin radyolojik olarak görüntülenmelidir.
Masa başı egzersizleri ile boyun ve sırt ağrıları hafifletilebilir
Yirmili yaşlarla birlikte çalışma hayatına atılan kadınlar günün yaklaşık 8 saatini masa başında geçirirken hareketsizliğe bağlı boyun ve sırt ağrılarına maruz kalmaya başlarlar. Sık verilen kısa molalar, masa başı egzersizleri ve haftada üç gün 45 dakika, 1 saat civarında yürüyüşler, düşük aktiviteli sportif hareketler kısa mesafelerde asansör ve araba kullanmamak, mümkün olduğu kadar hareketli kalmak ve yüzmek çözüm olabilir.
Gebelik döneminde hafif yapılan spor ile ağrılar önlenebilir
Özellikle ağırlık artışının en fazla olduğu son 3 ayda, annelerde bel ve sırt ağrıları ön plana çıkar. Anne adayının tüm vücut sınırlarını zorlayan bu dönemde, çok ağır olmayan düzenli fiziksel aktiviteler, doğum sırasında anneyi ve sonrasında çocuğunun sağlığını olumlu etkileyecektir. Doğumdan sonra ise hem çalışıp hem emziren anneler yorgunluk, uykusuzluk ve omurga ağrılarını yoğun bir şekilde yaşarlar. Bu dönemde annenin, hem bebeğinin bakımı hem de kendi sağlığı açısından 3-6 ay süre aktif çalışmaması veya düşük yoğunlukta çalışması önerilmektedir.
30’lu yaşlarla başlayan yorgunluk ve artan kilolara dikkat!
Otuzlu yaşlarda daha durağan hayat, gebelikler ve beslenme alışkanlıkları ile beraber kilo artışı görülebilmekte; dolayısıyla eklemler, omurga ve kaslarda zorlanmalar, çabuk yorulmalar, belli kas gruplarını içeren kronik ağrılar ortaya çıkabilmektedir. Aşırı zorlanmış, yorgun bir vücut, stres, bel ve boyun fıtıklarının ortaya çıkışını tetiklemektedir. Altı aydan uzun süren, aralıklı gelen, bacaklara veya kollara vuran ağrılar, omurgada fıtığın habercisi olabilir. Bunun tespiti muayene ve gereğinde ileri tetkiklerle mümkündür. Ancak daha önemli olan vücudumuza nazik davranıp, onu hırpalamadan dinlenmesi için gereken zamanı verip, gereken kontrollerini zamanında yaptırmaktır.
40 yaşından itibaren kemik yoğunluğu ölçülmeli
Hormonal değişimleri beraberinde getiren kırklı yaşlarda, geçirilmiş hastalıklar, kilo ve vücudun genetik yapısı omurgada ve eklemlerde dejenaratif süreçler (bozulma) ön plana çıkmaya başlar. Bu dönemde sistemik hastalıklar olarak, örneğin omurgada daralma, fıtıklar, dizlerde dejeneratif hastalıklar gibi kas-iskelet sistemi hastalıkları, fazla kiloların da etkisiyle ilk bulgularını vermektedir. Düzenli muayene, tetikler, hormonal değişimin başlangıcından itibaren normal şartlarda yıllık kemik yoğunluğu ölçümü ve gereğinde ilaç tedavisi uygulanması ileriki yıllar için koruyucu rol oynayacaktır. Ellili yaşlara gelen kadının mevcut yaşına kadar benimsediği hayat tarzı, beslenme alışkanlıkları, gebelik sayısı, kilosu, varsa sistemik hastalıkları bu dönemdeki sağlığı için belirleyici olur. Kemik erimesi ve dejeneratif hastalıkları bu dönemde daha da belirginleşir ve kimi zaman cerrahi tedavi gerektirebilir.
Nasıl korunmalı?
- Hem bedensel hem de zihinsel olarak kendine dinlenecek zaman ayırın
- Dengeli ve doğal beslenin
- İdeal kiloyu koruyun
- Mümkün olduğu kadar bedenen ve zihnen hareketli ve aktif bir hayat sürün
- Sigaradan uzak durun
|