CHP GİRESUN MİLLETVEKİLİ SELAHATTİN KARAAHMETOĞLU
8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ
BASIN AÇIKLAMASI
Düşük ücretle insanlık dışı çalışma koşullarına ve sömürüye karşı başkaldıran tekstil emekçisi kadınların canlarını vererek başlattığı mücadelenin anısına 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü olarak kutlanmaktadır. Bu mücadele; 1857’den bu güne, kapitalizmin merkezinden tüm dünyaya, aynı inançla, katliamlarla susturulmaya çalışılan, sömürüsüz ve eşit bir dünya uğruna canını veren kadınların anısına, tüm emekçi kadınları birlik olmaya davet etmektedir.
Emekçi Kadınlar Günü ülkemizde 1921 yılında ilk kez kutlanmıştır. Ülkemizde emekçi kadınların iş yaşamında verdikleri var olma mücadelesinden çok, günümüzde toplumsal yaşamda maruz kaldıkları şiddet konuşuluyor olmuştur. Artık kadının bırakın iş yaşamında yer almasını, şiddete maruz kalmaması, erkek şiddetine maruz kalmaması, hatta cinayete kurban gitmemesi için erkek egemen kuralları tümden kabul etmesi tartışılmaktadır. Kadına ikinci sınıf insan muamelesi gösterip ona saygıyı acizlik olarak gören, kadınla erkek eşit değildir diyen bir zihniyetin, ortaya çıkan tablo karşısında kadına kalkan eller kırılsın sloganı ne kadar gerçekçi olabilir ki! Bu zihniyet kadına yönelik her türlü şiddeti hak eden, hak etmeyen biçiminde tartışmaya açarak meşru hale getirmektedir. Ülkemizde kadına yönelik şiddet konusundaki veriler gün geçtikçe dikkat çekici olmaktan, korkunç boyutlara ulaşma eğilimindedir. Türkiye’de kadına yönelik kayıtlara geçen cinayet sayısı 2012’de 139 iken, 2013’de 231, 2014’de 287 olarak saptanmıştır. Maalesef ki gerçek verilerin bunun çok üzerinde olduğunu tahmin etmek güç değildir. Dünya da kadına yönelik şiddetin önemli ve zor çözümlenebilir bir problem olduğu bir tarafa, ülkemizde artan ekonomik adaletsizlik ve şiddet birbirini tetikler nitelikleriyle sorunu daha da halledilemez bir boyuta çıkarmaktadır. AKP iktidarı kadına karşı şiddetin boyutlarının her geçen gün arttığı bir dönem olarak hafızalara yerleşmektedir. Ülkemizde kadınların katledilmediği, intihar etmediği ve tecavüze uğramadığı bir gün neredeyse yaşanmamaktadır. Çünkü kadına toplumun ahlakını, namusunu bozacak potansiyel bir suçlu olarak bakan bir anlayış tarafından yönetilmekteyiz. Hal bu ki; Fransa ve İtalya 1946 da, İsviçre 1971’de kadına seçme ve seçilme hakkı verirken, ülkemiz bu devrimleri 1930 yılında belediye seçimlerinde seçme, 1933 yılında Köy Yasası ile muhtar seçme ve köy kuruluna seçilme, 5 Aralık 1934 tarihinde milletvekili seçme ve seçilme, haklarıyla gerçekleştirmiştir. Kadın hakları ile ilgili olarak bu ve buna benzer atılımlar, Atatürk aydınlanmasıyla birlikte uygar ülkelerinin birçoğundan önce Anadolu kadınına sunulmuştur. Bu Cumhuriyetin ve Mustafa Kemal Atatürk’ün her platformda kadına hak ettiği değeri verdiğinin bir göstergesidir. Çünkü bu topraklarda bağımsızlık mücadelesinden cumhuriyet devrimlerine, Anadolu kadınının ortak emeği, alın teri ve aklı vardır. Bu sebeple Cumhuriyet tarihi kadınlarımızın başarılarıyla doludur.
Bugün ise “kadının kariyeri anneliktir diyenlerin”, “kadın herkesin içinde kahkaha atmayacak” diyenlerin, “kadınlar iş aradığı için işsizlik yüksek çıkıyor” diyenlerin, “tecavüze uğrayan doğursun gerekirse devlet bakar” diyenlerin yönettiği bir ülkede yaşıyoruz. “Kadın mıdır kız mıdır bilmem” diyenlerin, “tecavüzcü kürtaj yaptıran tecavüz kurbanından daha masumdur” diyenlerin, “kadına yönelik şiddet algıda seçicilik” diyenlerin Belediye Başkanı, Bakan, Başbakan, Cumhurbaşkanı olduğu bir ülkede kadına yönelik şiddet nasıl önlenebilir diye sormak gerekiyor. “Türk kadını evinin süsüdür” diyerek kadını sadece çocuk bakıcısı olarak kabul edenlerin bakan olduğu, korkunç bir cinayete kurban giden kızımızın ardından ailesine “kızlarına sahip çıksalardı” diyenlerin Vali koltuğunda oturduğu bir ülkede kadına şiddet ve kadın cinayetleri önlenebilir mi sizce? Altı yaşında çocukların evlenebileceğini söyleyenlerin, “annen de olsa diz kapağının üstü tahrik eder” diyen ahlaksızların sesinin bu kadar gür çıktığı bir ülkede yaşıyoruz artık. Kadına yönelik şiddetin önlenmesine çözüm olarak “bekâr erkeklere cinsel ihtiyaç ödeneği verilsin” sözlerini sarf edenlerin ahlaksızlığı ve edepsizliği bir yana, Diyanet’in nişanlı çiftlerin nerede, nasıl gezeceğiyle ilgili fetvasını nereye koymalı bilemiyoruz.
Kadına ve çocuğa yönelik her türlü psikolojik ve fiziksel şiddet, insan olma onurunu zedeleyen, insanlığın geleceğini karartan onursuz bir davranış olarak değerlendirilmelidir. Bu tablo karşısında hesap vermesi gerekenlerin pişkinliğini bizler gibi tüm vatandaşlarımız ibretle izlemektedir. Cumhuriyet Halk Partisi cinsiyete dayalı eşitsizliğe son vermek üzere, aile içi ve dışı şiddeti önlemek, kadın onurunu kırıcı tüm unsurlarla mücadele etmeye kararlıdır. Partimiz hukuki düzenlemeler ile eğitici, koruyucu faaliyetleri her geçen gün daha fazla önemsemektedir. Kadınlara karşı her türlü ayrımcılığın önlenmesi sözleşmesini imzalamış bir ülke olarak, Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında gerekli tüm çalışmaların toplumsal yaşamımıza ve hukuk istemimize aktarılması için ulusal eylem planı oluşturacağımızın sözünü vermekteyiz.
Bu günü, hayatları pahasına anlamlı hale getiren tüm emekçi kadınların önünde saygıyla eğilerek dünyayı ve ülkemizi daha özgür, adil ve daha yaşanılası hale getirmek için mücadele gösteren tüm kadınların Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ nü kutluyorum.
6 Mart 2015
Selahattin KARAAHMETOĞLU
Giresun Milletvekili
|