kaptan olarak görev yaptığı kuru yük gemisinde geçirdiği kaza sonucu hayatını kaybeden Uğur Kır'ın cenazesi memleketi Giresun'un Çanakçı ilçesinde son yolculuğuna uğurlandı.
Piri Reis Üniversitesi Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliği mezunu Uğur Kır (23), bir süre önce, Vanuatu bandıralı ERKUL S adlı gemide 3. kaptan olarak çalışmaya başladı. Edinilen bilgiye göre, Kır, 2 Temmuz'da, gemi küpeştesinde bir kaza geçirerek yaralandı. Göğüs kafesi ezilen Uğur Kır, Güney Afrika'da bir hastaneye götürüldü. Doku zedelenmesi teşhisi konulan Kır'a doktor, 1 hafta istirahat raporu verdi. İstirahati gemideki kamarasında geçiren Uğur Kır, sürenin sona ermesinin ardından tekrar görevinin başına döndü. Gemi Liberya'dan Çin'e doğru giderken durumu ağırlaşan Uğur Kır, gemi limana ulaşamadan hayatını kaybetti. Ailesinin uğraşları sonrası 17 günlük sürecin sonunda Uğur Kır'ın cenazesi Güney Afrika'nın başkenti Cape Town'dan Türkiye'ye getirildi. Cenaze İstanbul Adli Tıp Kurumu'ndaki otopsinin ardından ailesine teslim edildi. Kır, bugün memleketi Giresun'un Çanakçı ilçesi Deregözü Köyü'nde kılınan cenaze namazının ardından aile kabristanlığında toprağa verildi.
Oğlunun tabutunun başında gözyaşı döken ve oğlunun gemici şapkasını kafasına taktıktan sonra tabutunun üstüne bırakan acılı anne Nurgül Kır, oğlunun ölümünde çelişki olduğu için gemi yetkililerinden davacı olacağını söyledi. Nurgül Kır, “Benim oğlum bu gün öleli 18 gün oldu. Şirket sahipleri hiçbir gün benim yanıma gelmedi bana başsağlığı dilemedi acente hiçbir yardımda bulunmadı. Bu gün benim acılı günümde bile yanımda yok. Kimse acımı benimle paylaşmadı. Benim oğlumun ve benim yanımda hiç kimse olmadı ben sadece adalet istiyorum. Bu güne kadar hiçbir şirket yetkilisi bana baş sağlığı dilemediler. İhmal varsa gereken herkes cezasını çeksin. Bu geminin yetkililerinden davacıyım çünkü çelişki var" dedi.
“Benim oğlum denizcilik lisesi Beşiktaş Ziya Kalkavan'da okudu ve okulunu 3. olarak bitirdi” diyen acılı anne “Piri Reis Üniversitesi Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliği mezunuydu, benim çocuğumu yediler. Bu işin içinde iş var diyorum başka bir şey demiyorum. Benim oğlu burada 6 aydır çalışıyordu, İzmir'den katıldı. ‘Şirket sahipleri oğlun hasta' dediler. Oğlumla konuşmak istiyorum dedim bana ‘haftaya sana getireceğim' dediler. Ben bütün basına haber vereceğim deyince bir kadın aradı beni ‘Uğur öldü' dedi, o kadından da davacıyım. Ben Adalet Bakanı'na sesleniyorum. Ben adalet istiyorum. Türkiye Cumhuriyetinden adalet istiyorum evladım için adalet istiyorum sesimi duysunlar” şeklinde konuştu.
