Yılmaz, yaptığı açıklamada, alerjik rinitin vücudun yabancı madde ile karşılaştığında geliştirdiği yanıt ile oluştuğunu, bu yabancı maddelerin ise en sık havadaki polenler, tozlar, küfler, hayvanlar olduğunu ve bu yabancı maddelerin hava yoluna yapışınca alerjik olayların başladığını kaydetti. En çok 40 yaş öncesi sık görüldüğüne ve yaş ilerledikçe bu oranın azaldığına değinen Dr. Yılmaz, ''Alerjik rinit, burun mukozasının alerjik nedenli iltihabıdır. Ailesinde alerjik hastalığı olanlarda aynı zamanda alerjiye yatkın olan kişilerde sık görülür ve ömür boyu devam edebilir. Ayrıca egzama, cilt kızarıklığı, astım hastalıkları ile birlikte görülebilir'' dedi.
Dr. Yılmaz, alerjik rinit belirtilerinin, ağız, burun, boğaz, göz ve deride kaşıntı; burun akıntısı ve gözlerde sulanma ile burun tıkanıklığı, koku almada azalma, öksürük, hapşırık, baş ağrısı ve solunum sıkıntısı ortaya çıkardığını ifade etti. Alerjik rinit teşhisinin, hastanın öyküsüyle konulabileceğine işaret eden Yılmaz, "Tedavide etken maddeden uzak durulması. Tozlu, polenli, küflü ortamdan uzak durulmalı, oda havalandırılmalı, kuru hava için nemlendirici kullanılmalı, evde hayvan ve bitki beslenmesinden kaçınılmalı, tüylü-yünlü battaniyeler kullanılmamalı ve tozlu halı-kilimden uzak durulmalıdır'' diye konuştu.
Bunların haricinde ilaç tedavisi de gerekebileceğini belirten Dr. Yılmaz, antihistaminik haplar ve burun spreyleri gibi ilaçlarla tedavinin yanı sıra aşı tedavisi de olabileceğini fakat aşı tedavisinin uzun, zor ve pahalı olmasına rağmen tedavide önemli bir yer tuttuğunu sözlerine ekledi.
|