Mısır’dan Yavuz Sultan Selim Han tarafından Antalya’ya getirilen Hz. Muhammed’in soyundan gelen Abbasi Halifesi 3. El Mütevekkil’in hayatta kalan torunları olduklarını iddia eden Aktaş ailesi, Serik Gebiz’de atalarından kendilerine kalan topraklarını istiyorlar. 1518 yılında Yavuz Sultan Selim tarafından Gebiz’e getirtilerek büyük arazi tahsisi yapılan El Mütevekkil’in torunları ellerinde Osmanlı tapularının devamı niteliğinde Babaları Abbasoğullarından İsmail Aktaş’a 1937 yılında çıkan bir kanunla özel orman tapusu verildiğinden yola çıkarak hak arama mücadelesini sürdürüyorlar.
Hüseyin Aktaş, Süleyman Aktaş, Ata Aktaş, Burhan Aktaş, Mesude Tat, Musa Aktaş, Mehmet Aktaş, Şaban Aktaş ve Tayfur Aktaş kardeşler şu ana kadar verdikleri hak arama mücadelesinde 2002 yılında Serik Kadastro Mahkemesi ‘29.11.1937 yılında 3116 sayılı yasa gereğince özel orman olarak Abbas oğullarından İsmail oğlu adına verilen özel orman tapu mazbatasının onaylı bir örneğinin çıkartılarak mümkün olan en kısa zamanda mahkememize gönderilmesi rica olunur’ şeklinde dilekçesine şu ana kadar orman bölge müdürlüğünün cevap vermemesi akıllarda soru işareti yaratıyor. Orman Bölge Müdürlüğünün Serik Kadastro mahkemesine istenilen belgeyi şu ana kadar vermemesinden dolayı Aktaş ailesi yıllardır çaresiz kalıyor.
Bunun yanı sıra 2003 yılında Çevre ve Orman Bakanlığı Orman Genel Müdürlüğü Kadastro ve Mülkiyet Dairesi Başkanlığı arşiv daire başkanı Salih Kılıçaslan, Serik Kadastro Mahkemesine ilgili müzekkerenizle istenilmekte olan bilgi ve belgelerin doğrudan mahkemenize gönderilmesini hususunda Antalya Orman Bölge Müdürlüğüne talimat verilmiştir. Şeklinde bir dilekçe olmasına rağmen Antalya Orman Bölge Müdürlüğü şu ana kadar mahkemenin istediği bilgi ve belgeleri vermediği öğrenildi.
Peygamber soyundan gelen ve ellerindeki soyağacı ve Sultan Abdülhamit Han Döneminde kayıtlara giren tapular ile Gebiz bölgesinde ki arazilerine kavuşmak isteyen Abbasi Halifesi El Mütevekkil’in soyundan gelenlerin sözcülüğünü yapan Ata Aktaş ‘ Bu toprakları atalarımıza padişah verdi. Ancak elimizde bulunan belgelere ve mahkemelerin taleplerine rağmen bazı bürokratik engelleri aşamıyoruz. Basit bir belge istenmesine rağmen maalesef bu belgeyi bile temin edemiyoruz. Haklılığımız er veya geç ortaya çıkacaktır. Ancak zaman su gibi ilerliyor. Benim ailem kutsal emanetleri bir çırpıda Osmanlı Padişahlığına vermiştir. Bu konuda Cumhurbaşkanlığı devlet denetleme kuruluna kadar giderek hakkımızı arayacağız. Adaletin yerine gelinceye kadar mücadelemiz devam edecek, biz devletin arşivinde yer alan belgelere ulaştığımız an mahkeme sonuçlanacaktır. Bu konuda sesimizi sonuna kadar duyuracağımızdan hiç kimsenin kuşkusu olmasın’ açıklamasında bulundu.
|