Başta Marmara Üniversitesi Uluslararası  İlişkiler  bölümü öğrencileri olmak üzere  bütün fakültelerden çok sayıda  öğrencinin  katıldığı  konferansa , son dönemde Ortadoğu’da ortaya çıkan gelişmeler dolayısı ile ilgi oldukça yoğun oldu.

Ortadoğu’daki gelişmeler

Konferansta Ortadoğu’daki gelişmelerle ilgili bilgi veren ve bu konuda uzman olan İrbeç ; “ Türkiye’nin  Ortadoğu  coğrafyasında bulunan  İslam ülkeleri ile  ilişkisi,  1970’li yılların başında kurulan  İslam Konferansı Teşkilatı’na  üyeliği sonrasında  daha da  hızlanarak  devam etmiştir.  1973-1974 petrol krizi sonrasında ise, gelirleri  hızlı bir şekilde artan  bu ülkeler  ile Türkiye’nin  iktisadi ve ticari ilişkileri  bambaşka bir noktaya ulaşmıştır. 1973 sonrası,  özellikle Türkiye’nin dış müteahhitlik hizmetleri, körfez  ülkelerinde başlayan  imar ve yeniden yapılanma  çalışmaları ile birlikte,  ayrı bir itici güç olmuştur.  1980’li yılların başından itibaren daha da  hızlanan ekonomik ve siyasi  ilişkiler,  Türkiye’nin  bölgeyle  olan derin tarihi ve kültürel  ilişkilerini de olumlu   yönde etkilenmiştir.” şeklinde konuştu.

Masum insanların öldürülmesi kabul edilemez

İrbeç; “Günümüze gelince; Tunus, Mısır ve Libya başta olmak üzere bölge ülkelerinde halk tarafından  dile getirilen  demokrasi ve özgürlük  taleplerinin  barış ve huzur ortamı içinde  karşılanabilmesi  için, Türkiye’nin  yapabileceği olumlu katkıların  büyük bir hassasiyet içinde ele alınması gerekmektedir.  Dönüşüm ve demokratikleşme  sürecinde, halka karşı  şiddet kullanımının engellenmesi  ise, önceliklerimiz arasında olmalıdır. Libya ve diğer ülkelerde  özgürlük ve demokrasi taleplerini öne çıkaran halka karşı kullanılan şiddet uygulaması ve masum  insanların  öldürülmesi  kabul edilemez bir yaklaşımdır.  Buna karşın,  masum insanlara ve özgürlük mücadelesi içinde olan  halka karşı  yardım eli uzatırken, işgal  anlamına gelebilecek uygulamalardan uzak durulmalıdır. Türkiye’nin,  Ortadoğu  bölgesi başta olmak üzere,  balkanlar ve Kafkasya  gibi   tarihi ve kültürel bağlarının kuvvetli olduğu bölgelerde,  barış ve huzur ortamına   daha etkin katkı sağlayabilmesi için;  taraf olduğu uluslararası  kuruluşların katkılarını olumlu yönde  etkileyebilecek girişimlerini  de yine  aynı duyarlılık ve  hassasiyet  içinde sürdürmesi gerekmektedir.”açıklamasında bulundu.

Dış politika yeniden gözden geçirilmeli

Prof. Dr. Yusuf Ziya İrbeç son olarak; “Ortadoğu  ve  özellikle Afrika’da   görülen son değişim rüzgarları,  Türk dış politikasının  yeniden gözden geçirilmesinin   kaçınılmaz olduğunu ortaya koymuştur.  Çünkü, değişim rüzgarlarının yaşandığı bölgelerde, çok kısıtlı sayıda analiz yapabilen uzmanımızın bulunması bile, bu alandaki  eksikliği  gözler önüne sermektedir. Bu bakımdan,  yapılacak çalışmalarda   hem üniversitelerin, hem de  uzman sivil toplum kuruluşlarının katkısı   da etkin bir şekilde değerlendirilmelidir.” dedi.