Herkes bu projenin içinde neler olduğunu merak edip tahminler yürüttü. Tüp geçit diyenler oldu, iki yeni şehir diyenler oldu... Ama doğru tahmin bir türlü yapılamadı... Başbakan Erdoğan 'Çılgın projemiz için 27 Nisan'ı bekleyin' dedi. Nefesler tutuldu...
Ve projenin açıkladığı gün geldi çattı... Başbakan açıklamasını yapmaya başladığı an herkes ekranlara kilitlendi. Alkışlar ve tezahüratlar eşliğinde geçen konuşmada 'çılgın proje' açıklandı.
Merakla beklenen çılgın projenin adı: 'Kanal İstanbul'... Başbakan Erdoğan'ın 'Çok boyutlu bir proje' diye nitelendirdiği 'Kanal İstanbul' projesinin etüt çalışması tam iki yıl sürecek.
İşte konuşmasından satırbaşları;
Bugün bu heyecanımızı burada bizimle birlikte paylaştığınız için sizlere ne kadar teşekkür etsem azdır. Bir İstanbul aşığı olan, İstanbul'u hayal şehir diye tanımlayan Yahya Kemal, Deniz adlı dizilerini şu dizelerle bitiriyor;
Yürü hür maviliğin son hadde kadar İnsan alemde hayal ettiği kadar yaşar
İnsan alemde hayal ettiği kadar yaşar, Alparslan bir hayal kurmuş Anadolu'nun kapılarını aydınlığa aralamıştır. Osman gazi bir düş görmüş göğsünden çıkan filizlerin Tuna'dan Dicle Fırat'a uzanan bir çınara dönüştüğünü hayal etmiş ve bu hayalin ğpeşinde Osmanlı Devletin tohumlarını atmıştır.
Fatih Sultan Mehmet hayal kurmuş ve karanlık bir çağı kapatarak aydınlık bir çağın kapılarını açmıştır.
Selimiye Edirne'nin Türkiye'nin dünyamızın incisi olmuştur. Çil çil kubbelerin, medreselerin, kütüphanelerin, emsalsiz dizelerin ardından hep hayal vardır.
Çanakkale zaferi hayal kurabilen kumandanların, Mustafa Kemaller'in eseridir... kurtuluş Savaşı, Türkiye Cumhuriyeti, hayal kurabilen Anadolu'nun eseridir. Bütün büyük adımlar bir haylle başlamıştır. Tüm büyük medeniyetlerin temelinde önce hayal vardır. İşte biz de ülkemiz ve milletimiz için hayaller kurdurk. Her bireyin özgürce yaşayabildiği bir Türkiye'nin hayallerini kurduk.
Yoksulluğun tükendiği, işsizliğin azaldığı bir Türkiye hayali kurduk. Biz kardeşliğin, dayanışmanın, paylaşmanın hayalini kurduk. isyanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığımız, İstanbul için kurduğumuz hayallerin neticesidir. Necip Fazıl ne güzel sözlemiş İstanbul için,
Ruhumu eritip bir kalıpta döndurmuşlar, onu İstanbul diye toprağa koymuşlar, içimde tüten bir şey havai renk, eda iklim, o benim zaman mekan aşıp geçmiş sevgilim, ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur.
İşte böyle bir İstanbul'un hayaliyle iş başına geldik. Gecesi sümbül kokan bir İstanbul için kolları sıvadık. 4,5 sene gecemizi gündüzümüze kattık.
Devraldığımız İstanbul'da çöp dağları vardır. İktidarda CHP vardı. Çöp dağlarında hayallerin tükendiği bir İstanbul vardır. Ümraniye'de çöp dağlarının patladığı ve 39 vatandaşımızın öldüğünde iktidarda CHP vardı. Çöp dağlarından İstanbul'u yeşilliğe çevirdik. Temiz bir Haliç istiyorlardı. Haliç temizlenmez diyenler, bize orayı doldurmamız gerektiğini söylüyordu. Fakat biz araştırdık ve Haliç'in temizlenebileceğini öğrendik. Ve onun projelerini yaptırdık. Haliç'in içinden çamuru aldık ve 9,5 km uzaklıktaki taş ocaklarına taşıdık. Ama kimse farkında değildi. Oraya da adeta ptrol boru hattı gibi borular döşemiştik. Ve orada kendimize 650 bin metrekarelik bir yeşil alan getirdik. Kim çevreci CHP mi biz mi? İşte biz bunu ispat ettik.
Hızla akan bir trafik hayalini İstanbul'da gerçeğe dönüştürüyoruz. İstanbul sevdamız, İstanbul tutmukumuz, özgürlük mücadelemiz bizi buralara getirdi. 14 Ağustos 2001'de bu sefer işte o hayallerin peşine düştük. Biz konuşan düşüncelerini özgürce ifadebilen bir Türkiye hayalini kurduk ve bunu başardık, başarıyoruz, başaracağız.
30 kişilik sınıflarda kucaiında bilgisayarlarla dünyayı izleyen öğrenci hayali kurduk. Ama şimdi 4 yıl içerisinde akıllı tahtaların olduğpu, her yavrumuzun elinde elektronik kitapların oldupu bir Türkiye'yi hazırlıklarını yapıyoruz. Öğrencilerimizin elinde Ipad gibi kitaplar olacak.
Kendi yaşadığı şehirdeki üniversiteye gidebilen öğrencilerin hayalini kurduk. Niçin, Hakkari'de, Tunceli'de olmasın dedik ve bunu da gerçekleştirdik. 89 yeni üniversite açarak bu hayali gerçeğe dönüştürdük.
Kitabını bulamayan yavrularımız vardı. Çünkü biz de bulamamıştık. Çalakalem öğretmenimiz ders anlatmıştı biz de yazmıştık. Onun için birinci hamur kağıttan kitaplarımızı hazırlatacağız ve her eğitim öğretim yılında kitaplar hazır olacak dedik. Artık fakir zengin ayrımı yapmaksınızın bu kitaplar çocuklarımzıa teslim ediliyor.
Okul öncesi eğitim öğretimde geldiğimzide yüzde 10'du ama şimdi yüzde 40'ı aştık, ilk öğretimde yüzde 100'e vardık, orta öğretimde yüzde 60'ı aşmış vaziyetteyiz. Daha iyisi de olacak...
Kışın dağ başlarında kızakların üzerinde hastaneye yetişmeye çalışan bacılarımızın hayali, onların ızdırabı bizim hayalimizi gerçeğe dönüştürdü. Hastaneler kurduk, hava ambulanslarını, jet ambulanslar olmak üzere en ücra köşeye ulaşan hekimleri hayal olmaktan çıkardık.
Nerelerden nereye geldik...
Her yerde söylüyoruz, Hans, Georghe bu güzellikleri yaşayacak da Ahmet , Mehmet, Hasan, Hüseyin, Fatma, Hatice niye bunları yaşıyamasın.
15 bin kilometre bölünmüş yolun hayalini kurduk. İlan ettiğimiz zaman malesef ana muhalefetin Genel Başkanı, yapamazlar, neyle yapacaklar dedi. Biz 8 buçuk senede 13 bin 600 kilometre yol inşa ettik ve bu hayali gerçeğe dönüştürdük. Şimdi ikinci 15 binin de startını verdik.
Ah benim İstanbullu kardeşlerim, sizlere sesleniyorum, çocukluğumda uçak nedir bilmezdim, uçak sesini duyduğumda uçağı seyrederidm. Şimdi soruyorum artık uçağa binmek bu ülkede hayal mi? Artık hava yolları belli bir kaymak takımın, azınlığın yolu olmaktan çıktı ve halkın yolu oldu. Bunu biz sağladık. Ülkemin 46 noktasında havaalanı var. En uzak noktadan 1 saatte havaalanına benim vatandaşım yetişebilir. Daha da adımlar atıyoruz, daha da kısaltacağız bu mesafeyi. Hakkari'de, Yüksekova'da, şırnak, Çizre'de şuanda havaalanı yapıyoruz. Ayrım var mı? Batı'da ne varsa Güneydoğu'da da o var. Türkiye'nin tamamına modern bir Türkiye olarak bakıyoruz.
Ecdadımız Abdül Mecit, 1856 bir proje hazırladı. Nereye boğazın altına, nedir o tüp geçit? Fakat o başlayamadı. projenin adımlarını attı ve o projeyi tamamlamak biz torunlarına nasip oldu. Biz dedelerimize diyoruz ki ruhunuz şaad olsun. Siz bize ışık oldunuz. Bununla kalmadık şimdi Marmaray'ın yanına orada raylı sistem, onun hemen güneyinde ikinci bir tüp geçidin de otonmobiller için temelini attık. 2013 sonunda Marmaray, 2014'te de diğer tüp geçidi bitirmiş olacağız. Türkiye hazır! Hedef 2023...
Çok enteresan üçüncü köprü dedik, CHP'lilerin hemen eteği tutuştu. Karşı olduklarını açıkladılar. Sizden zaten başka bir şey beklenmez. Bu zihniyet birinci köprüye de ikinci köprüye de, Marmaray'a da karşıydı. Bu zihniyet Marmaray'ın bitişini 4 yıl erteletti bizi. Neden biliyor musunuz? Kazılar esnasında oradan tarihi çanak, çömlek çıkmış.
Olaylatra hiç insan eksenli bakmadı bunlar, ideolojik yaklaştılar. Fakat benim milletin bunlara hiç bir zaman prim vermedi.
Bolu Dağı tüneli hayaldi. Başladılar bitiremediler... Burayı patates deposu mu yapsak diye konuştular. Dedik ki hayır! Bu iş biticek. Niye? Çünkü biz Ferhat'ız... Biz bu dağları deleceğiz... Ve Bolu Dağı tünelini biz yaptık.
Karadeniz sahil yolu... Bizden öçncekiler başladı ama 15 yılda yüzde 35'ini yaptılar. Geldik ve biz bu işi 4,5 yılda bitireceğiz dedik. Tamamını, Samsun'dan Sarp'a kadar bitirdik. Bunun içinde ne var biliyor musunuz? 12 tane tünel var? Onları da biz bitirdik. Dağları delip geçmek bizim sanatımızdır!
Hızlı tren hayaldi... Ama biz Ankara-Eskişehir arasını bitirdik. Duydum ki bir parti Ankara-Konya arasına bir hızlı tren koyacakmış. Medya bilir o partiyi, daha sonra açıklarım ben de. Bunların klavuzunu bilemiyor. Klavuzlarını değiştirmeliler. Ankara-Konya hızlı treninin test sürüşlerini bizzat kendim başlattım. Önümüzdeki ay Ankara-Konya hızlı tren seferlerine başlıyor. Günaydın! Kendinize gelin ya... Ve Ankara -Konya arası 1 saat 15 dakikaya indi... Nerelerden nerelere geldik...
Kentlerde kentsel değişim projeleri başlattık. 81 vilayetin tamamında bu adımları attık. Şimdi yeni hedef koyduk. 2023'e kadar beş yüz bin konut daha... Hiç bir imkanı olmayan, insanca yaşanabilecek yerlerde oturamayan, geliri olmayan, fakir fukarayı biz şimdi, büro-ofis şeklinde tabir edilen yaklaşık 50 metrekarelik daireler yapmak üzere, peşinatsız, aylık 100 TL taksitle ev sahibi yapma projesini yapıyoruz. Yeni evli olanlara da 65 metrekare uygulamasını getireceğiz... O da peşinatsız olacak... Evin çeyizinin büyük bir kısmını da buna dahil edeceğiz.
Bu ülkede hayal olan ne varsa, hayal olmaktan çıkarıp hedefe doğru, plana projeye döndürdük. Bu millete hayal pazarlayanlar, defalarca hayal kırıklığına sebep oldular. Biz umutları karartmaktan hassasiyetle sakındık. şimdi daha büyük hayallerimiz var. Artık hedefimizi zorluyoruz. Daha büyük hayaller kuruyoruz.
Tarih belirliyoruz artık. Türkiye hazır... Hedef 2023 diyoruz... Milli gelirimiz 2023'te 2 trilyon olacak inşallah diyoruz. Kişi başına milli gelirimiz 25 bin olacak. İhracatımız 500 milyar dolara yükselecek. bin 500 konut inşaa edeceğiz, Türkiye'nin dört bir yanınız, biz Atatürk'ün partisindeniz diyenlere hatırlatılır ve hibe olunur. Gazi demir ağlarla ördük dedi. Ne yaptınız siz, nereyi ördünüz, 389'den 50'ye kadar iktidarda oldunuz, ne yaptınız. Şurayı da biz yaptık deyin. Ama biz ülkemizin dört bir yanını demir ağlarla örmeye, hızlı tren ağlarıyla örmeye devam ediyoruz.
Göreve geldiğimizde Türkiye ünyanın 26. sırasında bir ekonomik büyüklüğe sahipti. 8 yılda 17. sıraya geldik. 12 yıl sonra ise ilk 10'un içerisinde olacağız. Bunu beraber başaracağız. İstanbul Türkiye'nin özetidir. İstanbul dünyanın gözbebeğidir. Kim ki dünyanın değişik yerlerinden İstanbul'a gelir ve bize şunu söylerle, gerçekten siz tanrının sevgili kullarısınız. İstanbul'a yapılan her hizmet, Anadolu'ya yapılan hizmettir.
İşte bugün bu muhteşem şehre yeni bir hizmeti kazandırmanın milletçe heyecanını yaşıyoruz. Şunu özellikle ifade etmek istiypruz. Bugün açıklayacağım bu muhteşem proje, şahsımın, arkadaşlarımın olduğu kadar, yüzlerce yıl öncesinde İstanbul halkının da bir hayalidir.
İSTANBUL'A İKİNCİ BOĞAZ!
Türkiye 2023'e böyle büyük bir projeyle girmeyi haketmektedir dedik ve bunun adımını attık. Şu anda açıklayacağım bu proje çok boyutlu bir porjedir. Bu proje aynı zamanda bir enerji, ulaştırma, tarım, eğitim istihdam projesidir. Bu proje bir şehircilik, aile, konut projesidir. REn önemlisi de bu proje bir çevre projesidir. İstanbul'un çevresini koruma projesidir. Açıklamadan önce iki hususun altını çiziyorum. Biz çok uzun bir süredir bu proje üzerinde büyük bir titizlilikle, dar çerçevede çalıştık. Projenin tam olarak yeri ve maliyeti konusunu gizli tutmaya devam edeceğiz. Açıkladığımız anda bir çok olumsuzlukların olacağını görebiliyoruz. Yeri ve maliyeti belirlenmiş durumdadır. Etüt çalışmaları 2 yıl sürecek. Böyle devasa bir projenin yer ve maliyet açısından değişikliklere uğracak olması da tabiidir...
Dünyada içinden nehir geçen nica şahirler vardır. Ama içinden deniz geçen yegane şehir İstanbul'dur. Şu andan itibaren başlattığımız proje ile artık İstanbul içinden iki deniz geçen bir şehre dönüşüyor.
İstanbul'da bu projeyle beraber iki yarım ada, bir ada oluşuyor. Ve bu projeyle beraber bir yarım ada daha oluşacak. İstanbul'un Avrupa yakasında, Karadenizle, Marmara denizi'nin arasına yaklaşık 45 - 55 metre uzunluğunda bir kanal yapıyoruz. İstanbul'umuza 'Kanal İstanbul'u kazandırıyoruz.
Kanal üzerine inşaa edeceğimiz köprülerle, kara ve demiryolu ulaşımı hiç bir kesintiye uğramayacak. Üçüncü köprü... O da bu kanalın üzerinden geçecek. Kanalın inşaası sırasında, milyonlarca metreküp harfiyat çıkarılacak. 25 kilometre derinliğinde toprak kazılarak bunlar uygun yerlere taşınacak.
Bu proje İstanbul'u, Türkiye'yi, dünyayı çok yakından ilgilendiriyor. Amaç boğaz trafiğini azaltmaktır. Şuanda İstanbul Boğazı'ndan yılda 358 milyon 590 bin ton yük taşınıyor.
Kanal İstanbul'dan günde 130 ila 160 arasında geminin geçmesini hedefliyoruz. İstanbul Boğazı'ndan günde 149 gemi geçtiğini düşününce trafiği düşürmek yerine arttıracaktır. Kanal sadece bir ulaşım değil, kanal çevresinde modern bir yaşam çevresini de oluşturacağız. Kongre, festival, fuar merkezleriyle konutlarıyla Kanal İstanbul yeni bir yaşam merkezinin de ortaya çıkmasını sağlayacak. İstanbul'un en büyük havalimanını da bu bölgede yerleştireceğiz. Yaklaşık 60 milyon kapasitelik bir havalimanı olacaktır. Kanal ve çevresi Türkiye'den ve tüm dünyadan turistleri cezbederken, İstanbul Boğazı çok daha fazla çekim alanı olacak.
Kanalın suyu durgun olmayacak. İstanbul'un yer altı ve yerüstü su kaynaklarına zarar vermeyecek. İstanbul'da bir su sorununa asla sebeb olmayacak. Tabi yaşamın muhafazasına, tarım alanlarının korunmasına dikkat edilecek. Kanaldan çıkan toprak sönmüş maden ocaklarının örtülmesi için kullanılacak.
Kanalın finansmanı noktasında hiçbir sıkıntı sözkonusu değildir. Kanal cazip bir yatırım alanı olma özelliğini taşıyor. Böyle büyük bir proje her ayrıntının hassasiyetle hesap edilmesiin gerektiriyor.
Kanalla ilgili bir çok ayrıntı ortaya çıkmış durumda. Maliyet hesaplarının bir kısmı yapılmış durumda. Anca spekülasyonlara mahal vermemek için bu ayrıntılara girmeyeceğim. 12 Haziranı'ın ardından etüt çalışmalarını yapacağız ve ağırlıklı olarak hazine arazilerinin olduğu yerleri kullanacağız. Kimsenin mağduriyetine izin vermeyeceğiz.
Bu açıklamalarımızı seçime kadar aralıklarla açıklayacağız. Ankara ve İzmir'e ait olanları da açıklayacağız. Laf ola beri gele yok. İcraat istiyoruz biz. Bu kadro ustalık anlayışını yakalamış bir kadrodur. Çırak dahi olamamış olanlarla bir yere varılmaz. İstikrar sürsün, Türkiye büyüsün. Biz bunu önemsiyoruz.
Kaynak: İnternethaber |