Giresun
İstanbul
Ankara
    Son Dakika    Gazete Manşetleri    İletişim    Reklam
  Üye Girişi Üye Ol
sisdagigazetesi
GÜNCEL SİYASET KULİS SİSDAĞI EĞİTİM SAĞLIK TURİZM EKONOMİ KÜLTÜR-SANAT SPOR MAGAZİN
Ana Sayfaya Dön  

Ya Devlet Başa Ya Kuzgun Leşe…

Şaban Kutlu 15 Haziran 2013 Cumartesi , 14:43 tarihinde yazdı.

1970’lerin sonunda, arkamızdan’’ Koministler Moskova’ya’’ diye bağıran Ülkücülerin ahı tutmuş olacak ki geçen gün saydım tam otuz dört kere Rusya’ya ayak basmışım.

Her ne kadar Moskova’ya varamadıksa da. Rusya’yı ve Rus halkının kültürünü inceleme fırsatını buldum.

 

Seksenli yılların başında bu ülkenin geleceğine yön vermek isteyen, bu ülkede bende varım diyebilen, alanları yüzbinlerle doldurup hep bir ağızdan haykıran dopdolu bir milliyetçi camia, ülkücü gençlik vardı. Aynı fikirleri paylaşmasak da, aynı düşüncede olmasak ta, onlarda bizler gibi bu ülkenin sahipsiz değil, gelecekte bu memleketin yönetiminde gençliğin olması gerektiğini söylüyorlardı. Belki de fikirsel olarak birleştiğimiz tek konuda bu olsa gerekti.

 

Rahmetli Türkeş’in ölümünden sonra mirasına konanlar, hala bolluk ve bereket içinde bu mirası harcamaya devam ederken. Bir yandan da, partiye gönül verenler ülkenin parçalanmasına, üç beş taşeronun elinde bayraklarla Kürdistan haritası çizip dağıtmasını ise kan ağlayarak izliyor.

 

Ne zaman içlerindeki öfke ve nefret i boşaltmak, bu vatanın sahipsiz olmadığını haykırmak isteseler birileri tarafından meydanlara inmeleri engellenmeye çalışılıyor.

 

Ankara’dan dışarı mecbur kalmadıkça çıkmayan, Parti başkanı olduktan sonra tek bir ülkü ocağını açmayan, evinin altında ki on iki antika arabanın tamiratıyla meşgul olan, önündeki milliyetçi mirasın en büyük sahibi olan, yıllarca Türkeş’le beraber bu sevdanın mücadelesini veren Seval Türkeş’i partinin 10.kongresine dahi çağırmayan, Ahmet Kutalmış Türkeş’i AKP den milletvekili yapan Devlet Bahçeli’ye, Seval Türkeş tek cümle ile karşılık vermekte; "Toplum önünde utandıracak bir davranışım mı olmuş da davet edilmemişim? Ben MHP'nin kiracısı değil, ev sahibiyim. Ne bayramda, ne kongrede, bırakın daveti, hatırımız dahi sorulmadı. Başbuğ'un mirasının üzerine oturanlar, Başbuğ'un hanesine ne vefa, ne saygı göstermemişlerdir. "Türkeş'in 20 yıllık eşi olmanın ötesinde, Başbuğ'un dava arkadaşıyım diyerek dik durmasını bilmiştir.

Bütün ülkede bunlar olup yaşanırken, Kürt sorunu konusunda ki gelişmeler karşısında tepki gösteren parti tabanını kaybetmemek amacıyla tribünlere oynayan, elinde ki ipi zamanında kullanmayıp seçim meydanlarında sallayan Bahçeli, tavşana kaç, tazıya tut misali politikalarla herhalde bir yere gelinemeyeceğinin farkında olmalı.

 

Yeri gelirse Anadolu yeniden fethedilir diyen Bahçeli sanırım Konya Ovasından bahsetmekte. Zira memleketin doğusu da batısı da zaten fethedilmiş. 2012 Ağustosunda aylar öncesinden önce açıklamasına rağmen Kerkük’e gidemeyen, bayram namazını Nur El Kebir Camisinde Kerkük’te değil Ankara’da Hacı Bayram Camiinde kılan Bahçeli, Irakta artık yeni bir yönetimin olduğunun ancak farkına varabildi.

 

Musul’da, Kerkük’de Süleymaniye’de Erbil’de tapu daireleri yağmalanıp ateşe verilirken, Türkmen mezarları dozerlerle kazınıp yerine mültecilere yerleşim yeri inşa edilirken, Devlet Bahçeli Ankara’da ki masasının başında üç no’lu çekmeceden çıkardığı matbu evrakı parti teşkilatına fakslıyordu; değerli dava arkadaşlarım, bölücü ve provaktörlerin oyununa gelmeyelim, itidalli olalım vs. vs.

 

Devletin bütün teşkilatlarından ülkücüleri tasfiye eden, özellikle Sağlık Bakanlığı kadrolarını F Tipine devreden, milliyetçi gençliği daha dinamik ve söz sahibi olabileceği Türk siyasetinden uzak tutan, kısacası devraldığı milliyetçi mirası pasifize edip halının altına süpüren Bahçeli Gezi Parkı eylemlerine katılmak isteyen milletvekillerine ve ülkücü camiaya da yasak koymaktan geri durmadı

 

Daha da ileri gidip, her seçim öncesinde F Tipi örgütlenmenin yaptığı belden aşağı senaryolarla yıllarını bu camiaya adamış, bir yerlere gelebilmenin hesaplarını yaparken otel odası görüntülerinin ve özel yaşantılarını medyaya servis yapanlara ise hep sessiz kalmayı yeğledi.

 

Bahçeli, kendisine gelerek eylemlere destek vermek için görüşünü almak isteyen milletvekillerine ve ülkücü ocaklı gençlere "Eylem yerine gidip destek vermek isteyen, eylemcilerle yan yana gelmek isteyen varsa istifasını versin öyle gitsin" derken bir taraftan da ülke hızla bölünürken teşkilatın gazını da almayı ihmal etmiyor.

 

Demokratik bir eylemde dahi her gün eleştirdiği, politikasını yerden yere vurduğu AKP’yi kollayan Bahçeli acaba ne zaman elinde ki gücü kullanmayı düşünüyor?

Memleketin doğusunda Kürdistan kurulduktan sonramı meydanlara inecek?

Devlet Bahçeli ülkücüleri fikren ve ruhen kısırlaştırmış ve düşüncelerini köreltmiştir. Dramatik olan ise ülkücülerin kendilerine yapılan bu küresel operasyona zerre kadar direnç göstermekten çekinecek duruma getirilmiş olmalıdır.

 

Gaziantep eski il başkanı Oğuz Hocaoğlu ise, Kürt Açılımı ve sözde demokratikleşme sürecinde Devletin Ülkücülerin gazını alıp pasifize edildiklerini söyleyip Bahçeliye teşekkür etmeyi ihmal etmiyor.

Son Gezi Parkı olayları sonrasında ne kadar işbirlikçi,  liberal, Kürtçü, Akp’li, cemaatçi, yani ülkücü düşmanlığı yapan ve karşısında duran hemen hemen herkes ağız birliği etmişçesine hep aynı sözleri tekrarlayarak “Devlet Bahçeli ülkücüleri sokağa dökmeyerek büyük bir iş başardı.” nidasıyla Devlet Bahçeli’ye övgü yağdırıp, yağ çekmekle meşgul.

 

12 Eylül referandumuna 12 Eylül darbesinin ardından cezaevlerinde işkence odalarında can verenlerin yakınları, sakat kalanlar, kısacası bugünün bedelini ödeyenler Hayır oyu kullanmak istemiş, yine sahneye çıkarak, Eski Ülkücüleri ’’Partimize mensubiyetleri, kendinden menkul zavallılar diye’’ aşağılamaktan geri kalmamış, AKP ye derin bir nefes aldırmıştır.

 

Her seferinde olduğu gibi AKP’nin can simidi olmaya devam eden Bahçeli, herkese gülücük dağıtarak son bir kez daha ufak hesaplarla meclisin kapılarını aralamaya çalışıyor. Ama artık milliyetçilerin, bedel ödemiş ülkücülerin eskiden olduğu gibi bu memleketin meydanlarında fikirlerini haykırmalarının zamanı geldi ve geçiyor. Yarın çok geç olabilir. Ve bu geç kalmışlık belki de 12 Eylülden daha fazla iz bırakabilir.

 

Yoksa Erbil’e alamadığınız Vizeyi yakında Diyarbakır’a da almanız mümkün gibi görünmüyor.

 

saban_kutlu_1963@hotmail.com

  Bu haber toplam 3496 defa okunmuştur.
 
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.
 
Toplam (0) adet yorum eklenmiştir.


Bu Yazıya Yorum yapılmamış ilk yorum yazan siz olun!

  
Bu yazıyı paylaşın:
 
Untitled Document
 
 
 
 
 
Annelerin çocuk, kariyer çıkmazı! - Uzm. Psk. Hande SİNİRLİOĞLU ERTAŞ
Annelerin çocuk, kariyer çıkmazı!
Attar ne yaptı? - Ahmet Ceylan
Attar ne yaptı?
HIZLI KARAR VERMEK VE UYGULAMAK - Tevfik Kara
HIZLI KARAR VERMEK VE UYGULAMAK
OKU DİYE BAŞLAR KELAMI KADİM - Adem Güney. OZAN GEZGİNİ
OKU DİYE BAŞLAR KELAMI KADİM
Elveda! -
Elveda!
Mavi Alay; Haram Topraklar. - Şaban Kutlu
Mavi Alay; Haram Topraklar.
ÇİLE BÜLBÜLÜM ÇİLE - Kamil Yılmaz
ÇİLE BÜLBÜLÜM ÇİLE
FAKÜLTE VE GÖRELE - Ahmet Bilge
FAKÜLTE VE GÖRELE
7k medya
 
 
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
GİRESUN SAĞRAK GÖLDEN GELEN VEFA
GİRESUN SAĞRAK GÖLDEN GELEN VEFA
Bundan 25 yıl önce Atalarımızın Orta Asya’dan getirdiği ve yüzyıllarc
Şehrin Kasvetinden Kaçanlara Antikköy.
Şehrin Kasvetinden Kaçanlara Antikköy.
Şehrin Kasvetinden Kaçanlara Antikköy,İstanbul’da şehrin kasvetinden
Kalaycılık Mesleğide  Tarih Oluyor
Kalaycılık Mesleğide Tarih Oluyor
Tarihin en eski el sanatlarından biri olan kalaycılık, günümüzde yok olmaya
 
GEL DE YAZMA - 19.12.2014 11:55:18 Azmi Gülsoy
GEL DE YAZMA
VADİDE İKİ HESAP,Sinan Güvendi. - 24.05.2016 11:43:56 Misafir Kalemler
VADİDE İKİ HESAP,Sinan Güvendi.