Giresun
İstanbul
Ankara
    Son Dakika    Gazete Manşetleri    İletişim    Reklam
  Üye Girişi Üye Ol
sisdagigazetesi
GÜNCEL SİYASET KULİS SİSDAĞI EĞİTİM SAĞLIK TURİZM EKONOMİ KÜLTÜR-SANAT SPOR MAGAZİN
Ana Sayfaya Dön  

GÖRELE’DE KÜLTÜR VE KAYMAKAM’IN ÇABASI

Misafir Kalemler 1 Nisan 2013 Pazartesi , 1:14: tarihinde yazdı.
Görele Kaymakamı Ünal Kılıçarslan’ı cesaretinden dolayı kutluyorum. Zira Kılıçarslan, Görele’de muhtarlara “Kendi yolunuzu kendiniz yapın!” demiştir. Kılıçarslan bununla kalmamış, toplantıya mazeret bildirmeden katılmayan muhtarlar hakkında soruşturma da başlatmıştır.

     Görele için “Kültürün” başkenti denir ama bu iddiayı bu güne kadar ispatlayan olmamıştır. Yaşanan olaylara ve gelişmelere bakılırsa Görele, “kültür” konusunda henüz daha yolun başına dahi gelememiştir. Acıdır ama doğru olan budur. Görele’de hangi yana baksanız bu acı gerçeği ne yazık ki görürsünüz.

     Bu yazıyı okuyanlar bana kızacaktır. Kızmaları neyi değiştirir? Görele’de kültür “çağdaş ve medeniyete” göre değil, herkesin düşünce ve beyin yapısına göredir. Böyle olduğu içindir ki Görele her türlü gelişmeye kapalıdır. Siz bakmayın Görele’nin çok katlı binalarla kuşatılmasına. Bu gösterge, Görele’nin makûs talihini değiştirmediği gibi, kültür anlayışını da etkilemez.

     Etkilemediği içindir ki Görele “Çalışkan kaymakamlar ve çalışkan olmayan kaymakamlar” görmüştür. Devletin “çalış” diye gönderdiği kaymakam Görele’ye gelir. Önce kültür yapısını sorar soruşturur, araştırır. Çünkü “hizmet çizgisini” o kültür seviyesine göre çizecektir.

Bu çizgiyi çizen kaymakamlar görmüştür Görele. Çizgiyi çizmeyen kaymakamları da.

Bize göre Kılıçarslan, “hizmette çizgi çizmeyenlerden” olsa gerek ki,  “hizmet etmesini bilmeyen muhtarlar”ı “hizmet edin” diye uyarmıştır.

     Ancak Sayın Kaymakam şuraya çok dikkat etmelidir:

     Öküzün altında buzağı aramakta hiçbir ilçe Görele’nin eline su dökemez. Tekerine çomak sokulanlar derhal faaliyete geçer ve ayağınızı kaydırmak için bütün hünerlerini sergilerler.

Nitekim Görele’nin ufkunu açan, gelişmesi için var gücüyle çalışan, hizmeti kendine şiar edinen İbrahim Keklik buna örnektir. Görele İbrahim Keklik ile kültür gelişmesine kapı aralarken, işte o, öküzün altında buzağı arayanların tekerine çomak sokunca kendisine yakışanı yapmış, “Siz buna layıksınız” dercesine tasını tarağını toplayıp gitmiştir.

     Sonra? Sonrası tam bir kara sayfa.

     Görele, hizmette duraklama dönemine girdi. Toz uçmadı, yaprak kımıldamadı. Ama gelin görün ki, hizmet konusunda muhtarlar kaymakamın yerine geçmeye çalışınca adliye doldu taştı.

     Bize gelen şikâyetlerin çoğu şüphe yok ki savcılık makamına da ulaştı. O şikâyetlerin özeti, “Hizmet aşkıyla(!) yanan muhtarların, “hizmet ile tecavüzü” birbirine karıştırmasıdır. Özellikle köyüne “yol” götürmek isteyen muhtar, vatandaşın tapusuna saygı göstermemiş, tecavüz sınırlarını aşmış, adeta gasp eder gibi, hakkı olmadan saldırıya geçmiştir.

     Hiç kimse bana, “yol konusunda muhtarların bilgi ve tecrübe sahibi olduğunu” söyleyemez. “Buradan yol geçer mi? “ sualine cevap aramayan muhtar, yol konusunda bir “uzman”a danışma gereği duymaz ve “vur gitsin” mantığı ile vatandaşın dededen-babadan kalma tapulu arazisini tarumar eder.

    Vatandaş ne yapsın? Karşısındaki muhtar. Devletin temsilcisi. Kanun konusunda hiç bilgisi olmasa da köyde “kanun” adamı. Dediğim dedik, çaldığım düdük diyen muhtarın bir dayanağı da, “yalan” beyan” ile kaymakamı da kanunsuzluğa alet etmektir. Yani, muhtar köylüye söz geçiremezse gider kaymakama köylüyü; “isnat ettiği suçlama” ile şikâyet eder.

     Kaymakamlık yazı işleri müdürlüğüne sorun. Böylesi, onlarca şikâyet dilekçesi vardır. Bu şikâyet dilekçelerinin akıbeti ise kaymakamına göre değişir. Şayet siz kaymakam olarak vatandaştan yana iseniz dilekçelerin doğruluğunu öğrenmek için vatandaşı dinlersiniz.         Vatandaştan yana değilseniz göstereceğiniz yol bellidir. Çare ve çözüm için makamınıza gelen vatandaşa savcılığı ya da mahkeme yolunu gösterirsiniz. Açıkça “Mahkemeye git!” dersiniz.

     Görele böyle kaymakamda gördü. Vatandaş “öyle kaymakamı” geldi bize şikâyet etti.

     Görele bunları yaşadı. Hala da yaşıyor. Şimdi Sayın Kılıçarslan muhtarlara “yolunuzu kendiniz yapın” diye talimat verince korkarım aynı sıkıntılı dönem tekrar yaşanacak.    Kuşkusuz Sayın Kaymakam muhtarlara “ Yol yaparken vatandaşı mağdur edin, tapulu arazisine saldırın, tecavüz edin, gasp edin, tarumar edin” demiyor. Ancak kaymakamı yanlış yorumlayacak muhtarlar mutlaka çıkacaktır.

     Bu noktaya dikkat etmek lazım. Çünkü “hizmet kültürünü” algılayamamış muhtarlar mutlaka vardır. Muhtar “buradan yol geçireceğim” diye vatandaşı mağdur eder, vatandaş da “yol vermiyorum” derse ve muhtar köylüyü “uydurduğu bir suç” ile kaymakama şikayet ederse…ki Görele’de bu tür vahim hadiseler yaşandı.

     Kaymakam Kılıçarslan’ın hizmet konusundaki samimiyetinde kuşkumuz yoktur. Devletin sağladığı imkana dikkat çeken Sayın Kaymakam, muhtarlara “vatandaşın tapulu arazisine saldırın” demiyor. “Devlet köylü el ele” mantığını yürütmek istiyor. Çünkü bunun örnekleri vardır. Ve bu birliktelik ile aşılamayacak sorun kalmadığı gibi, köysüz yol da kalmayacaktır. Zira o yol köylünün yolu olacaktır. O yoldan kaymakam belki hiç geçmeyecek, belki muhtar ihtiyaç duyunca geçecek ama köylü hergün her saat geçecektir. İneği-danası-koyunu ile, yaya yada arabası ile mutlaka geçecektir. Yıllarca sırtında taşımak mecburiyetinde kaldığı yükünü artık arabası ile taşıyacaktır.

     Önem arz eden bir başka konu da paradır. Çünkü kaymakam Kılıçarslan muhtarlara, “Daha seri, daha kısa zaman da hizmet almak için ihtiyaç duyulan paranın en az yarısını toplayın” demiştir. Bu para nasıl toplanacaktır? Resmi kaydı nasıl olacaktır? Olması muhtemel suiistimallerin önüne geçmek için tedbir alınacak mıdır? Alınacaksa o tedbirin seyri ve şekli nasıl olacaktır?

     Unutulmamalı ki, Kaymakam İbrahim Keklik hakkında uydurulan suçlamanın temelinde para vardır. Görele için gece gündüz çalışan, Görele’de ayak basmadığı köy bırakmayan, döneminde hiçbir köylünün canı yanmayan kaymakam Keklik sonunda yolsuzluk suçlamasını gururuna yediremeyince alıp başını gitti.

     Onun gidişiyle Görele, kaymakamdan yana gülmedi. Kılıçarslan ile Görele tebessüm etmeye başladı. Gülmesi için bir başka kaymakama ihtiyacı yok. Mevcut kaymakamın direktiflerine kulak versin yeter. Çünkü hiçbir kaymakam muhtarlara “Sizi görevden almak benim yetkimde” dememiştir.

     Şimdi bu söz söylendi ise Görele kıymetini bilmelidir.


--
ALİ KAYA
  Bu haber toplam 2362 defa okunmuştur.
 
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.
 
Toplam (1) adet yorum eklenmiştir.
Misafir 28 Nis, 05:35:08
Ali Kaya, başından geçen deneyimlerin etkisiyle de, çok aklı başında, çok isabetli bir yazı çıkarmış. Oysa ben kendisini deli -dolu bir gazeteci olarak biliyordum. Onun yazdıklarını sadece Kaymakam bey ve muhtarlar değil her Görleli dikkate almalıdır.
  
Bu yazıyı paylaşın:
 
Untitled Document
 
 
 
 
 
İnsanı Tanımak - Sıla Zeynep Alaşalvar
İnsanı Tanımak
HIZLI KARAR VERMEK VE UYGULAMAK - Tevfik Kara
HIZLI KARAR VERMEK VE UYGULAMAK
Elveda! -
Elveda!
Attar ne yaptı? - Ahmet Ceylan
Attar ne yaptı?
ÇİLE BÜLBÜLÜM ÇİLE - Kamil Yılmaz
ÇİLE BÜLBÜLÜM ÇİLE
Mavi Alay; Haram Topraklar. - Şaban Kutlu
Mavi Alay; Haram Topraklar.
Annelerin çocuk, kariyer çıkmazı! - Uzm. Psk. Hande SİNİRLİOĞLU ERTAŞ
Annelerin çocuk, kariyer çıkmazı!
BİLGİ KİRLİLİĞİ YATIRIMA ENGEL Mİ … - Kamil Patan
BİLGİ KİRLİLİĞİ YATIRIMA ENGEL Mİ …
7k medya
 
 
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
GİRESUN SAĞRAK GÖLDEN GELEN VEFA
GİRESUN SAĞRAK GÖLDEN GELEN VEFA
Bundan 25 yıl önce Atalarımızın Orta Asya’dan getirdiği ve yüzyıllarc
Şehrin Kasvetinden Kaçanlara Antikköy.
Şehrin Kasvetinden Kaçanlara Antikköy.
Şehrin Kasvetinden Kaçanlara Antikköy,İstanbul’da şehrin kasvetinden
Kalaycılık Mesleğide  Tarih Oluyor
Kalaycılık Mesleğide Tarih Oluyor
Tarihin en eski el sanatlarından biri olan kalaycılık, günümüzde yok olmaya
 
VADİDE İKİ HESAP,Sinan Güvendi. - 24.05.2016 11:43:56 Misafir Kalemler
VADİDE İKİ HESAP,Sinan Güvendi.
GEL DE YAZMA - 19.12.2014 11:55:18 Azmi Gülsoy
GEL DE YAZMA