Konu, anlaşıldığı üzere malum konu, gezi parkı olaylarından bahsedeceğim. Aslında bu konuda yazı yazmama taraftarıydım. Her akşam işten eve geldiğimde televizyonu açıyor, bu olaylar bitti mi diye haberlere bakıyorum. Ne hikmetse her defasında da olayların bitmediğine şahit oluyor, üzülüyorum.
Evet, gezi parkındaki ağaçların kesilmesini yanlış buluyorum. Bu yeşillik alana beton yığınlarının yapılmasını da yanlış buluyorum. Halkın bu olaya tepki duymasını da olağan kabul ediyorum. Tamam, anladık da eşkıya gibi dükkanlara saldırmanın, talan etmenin, milletin borç harç aldığı arabasını yakmanın ne anlamı var. Hadi bunların hepsini geçtim. Dün gazetede gördüğüm fotoğrafa bir an inanamadım tekrar, tekrar baktım. Taksim meydanında BDP’li millet vekilleri, ellerinde sözde Kürdistan bayrağı ve Apo resimleriyle basın açıklaması yapıyor. Burası İstanbul’un göbeği hem de Taksim Meydanı, hiçbir müdahale görmeden hiçbir şeyden çekinmeden BDP li bu şahıslar ellerindeki bu saçmalıklarla basın açıklaması yapıyorlar. Yahu bu ülkede taksimde ki ağaçları savunmak bunlara mı kaldı! Bunların amacı gerçekten oradaki ağaçlar mı?
Anladığım kadarıyla gezi parkı olaylarındaki olaylar ağaç meselesinden falan tamamen çıkmış olay eşkıyalığa, şehir terörüne dönmüştür.
Bu olayların öyle bazılarının korktuğu gibi Türkiye’nin milli birlik ve beraberliğine zarar vereceğini de hiç düşünmüyorum. Fakat dinimizin kutsal kitabında da yazdığı üzere şer bildiklerimizde hayır, hayır bildiklerimizde de şer vardır. Bu olayın herkesin doğrusunu yanlışını anlamasında, kendine çeki düzen vermesinde faydalı olarak görüyorum.
Kervan yolda düzelirmiş bu tür olaylar haliyle olacaktır. Türkiye gibi büyük bir ülke için bunlar küçük meselelerdir.
Ne kadar gürültü olursa olsun kervan yürüyecek… |