İZ BIRAKANLAR
„Ülkemizi gerçek hedefe, gerçek mutluluğa kavuşturmak için iki orduya ihtiyaç vardır: Biri vatanımızı kurtaran ASKER ordusu, diğeri ulusumuzun geleceğini yoğuran irfan (bilim, kültür) ÖĞRETMENLER ordusudur.“ (Atatürk)
Öncelikle ÖĞRETMENLİK mesleğini HAKKIYLA icra eden, öğrencilerine birşeyler öğretmek için çabalayan EĞİTİM ordusunda görev yapan tüm öğretmenlerimizin, ÖĞRETMENLER GÜNÜ’nü kutluyor, büyük-küçük demeden herkesin ellerinden öpüyorum.
İnsanlar, her yaşta doğası gereği öğrenme çabası ile büyür ve gelişir. İnsanların hayatı öğrendiği en iyi yerlerden ilki BABA OCAĞI diğeri ise OKUL‘dur.
Okul, öğrencilerin ikinci AİLE‘si, öğretmenler ise ikinci ANNE ve BABA‘sıdır. Kendinden evvel başkaları için yaşamak yalnızca ÖĞRETMENLER‘e özgü bir düşüncedir.
Böyle bir giriş yaptıktan sonra beni ben yapan, bende İZ BIRAKAN birkaç öğretmenimi zikretmeden geçemeyeceğim.
HAYRET’tir ki bende iz bırakanlar İLK ve ORTAOKUL öğretmenlerimdir. Lise’yi hiç ama hiç hatırlamak istemiyorum. (Malum 1980 öncesi)
Hele bir Şeref öğretmen vardı ki soyadını hiç hatırlamıyorum ama ŞEREF adına layık birisi değildi. Bu yüzden Şeref öğretmeni de hiç unutamıyorum. Düpedüz emek HIRSIZ’ıydı ve unutmam imkansız.
Gelelim bende İZ BIRAKANLAR’a;
İlkokul‘ Tirebolu-Arslancık’ta başladım. İlk öğretmenim Ahmet DURSUN’du. Oldukça sert ve disiplinli birisiydi. Dayağını yedim mi inanın hatırlamıyorum. Bana harfleri, okuma ve yazmayı öğreten kişiydi. Hz. Ali efendimizin: „Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum“ cümlesinden yola çıkarak dayak bile attıysa HELAL OLSUN diyorum.
Gelelim İlkokul 2. Sınıfa. Okulumuz yeni yapılmıştı ve biz ikinci sınıfa yeni okul binamızda başladık. Öğretmenimiz ise mini minnacık güzel bir kızdı. İsmi HABİBE ÜSTÜN...
HABİBE öğretmenin hayatımdaki yeri büyük. Bana okuma sevgisini aşılayanların başında gelir. Eğer 30 küsür yıldır GAZETECİLİK yapıyorsam, bunda en büyük pay sahibi HABİBE ÖĞRETMEN’dir. Habibe öğretmen Arslancık İlkokulunda 2-4 ve 5. Sınıflarda 3 yıl öğretmenliğimi yaptı.
Gel de HABİBE öğretmeni unut?!..
Bu mümkün mü? ASLAA..
İlkokul 3. Sınıfta aynı köylü olduğumuz Katip MEMİÇ’te öğretmenlerim arasında. O da tıpkı müdürümüz Ahmet Dursun gibi, sert, disiplinli ve acımasız bir öğretmendi. Samimi olarak yazıyorum ki dayağının tadını aldım mı hatırlamıyorum. Zira uysal ve çalışkan öğrenciler arasındaydım. Zaten ANASIZ-BABASIZ büyüdük. Kendi halimizde etliye-sütlüye karışmayan bir öğrenciydim. Ama Katip öğretmenimin de dayağını yediysem HELAL olsun. Demek ki hak etmişimdir...
GELELİM ORTAOKUL’A
Ortaokul’u da ARSLANCIK’ta okudum. Arslancık Ortaokulu’nda görev yapan başta müdürümüz Mehmet AKÇAY eşi Bahtiyar AKÇAY, Türkçe öğretmenim Adil TORUN, Şimdi avukatlık yapan İhsan ABDÜLAZİZOĞLU’nu hiç unuturmuyum. İsim-Soyisimlerine kadar hatırlıyorum.
LİSE yıllarıma gelince; Tirebolu Lisesinden Hüseyin AYTEKİN unutulur mu? Tir tir titrerdik onu görünce. Kendisine ALLAH’tan rahmet diliyorum. Yine Tirebolu’dan merhum Muammer TÜYSÜZOĞLU’nu hatırlıyorum.
VE SAMSUN
MALUM 1980 öncesi ortalık TOZ-DUMAN... Hak eden sınıf geçmiyor. Siyasi görüşünüzü ön plana çıkarmanız gerek. Bu genelde AŞIRI SOL için geçerliydi. Ben de siyasi kimliğimden ziyade emeğimle SINIF GEÇMEK istedim.
ŞEREF ismine layık olmayan kişi beni sürüm sürüm süründürdü. İtiraf ediyorum MATEMATİĞİM hep VASAT’tı. Ama sınıfı geçecek kadar da iyiydim. Ancak gel gör ki adına layık olamayan söz de eğitimci, öğrenci istemiyor MİLİTAN istiyordu. Militan ol sınıfı geç. Olmadım ve olamadım. Tabi ki matematikten borçlu geçtik.
Anlatmadan geçemeyeceğim. Son sınıftayız ve matematiğimin ortalaması 4’ten yukarı çıkmıyor!..
Çıkarılmıyor. Ne yapsam NAFİLE...
Son sınav öncesi sınıfın süper zekasıyla konuştum ve onu önüme aldım. Şeref hocanın sorduğu 4 problemi, noktası virgülüne kadar aynen arkadaşımdan kopyaladım. Başka ÇAREM yok!
Benim arkamda oturan bir arkadaşta benden kopyaladı. Öğrencilik hayatımda çekiğim KOPYA sayısı tek elin parmaklarını geçmez!.. Şeref hoca beni çaresiz bırakmıştı.
Aradan iki hafta geçti ve Şeref hoca sonuçları okuyor. Önümdeki çalışkan öğrenci 10, bendfn kopya çeken arkadaki arkadaş 10...
Ya ben? KOCAMAN bir 4... Yazıyla DÖRT...
İtiraz ettim, verdiği cevap: „Otur lan yerine“
Ve tabi tek dersten ikmale kaldım. Sonunda BORÇLU geçtim sınıfı.
Şimdi gelin bu ŞEREF’li öğretmeni UNUTUN!..
HABİBE, Adil, İhsan, Ahmet, Katip ve diğer öğretmenler olumlu yönden İZ BIRAKTILAR... Ya o ŞEREF’li öğretmen?!
Kendiside İZ BIRAKTI ama olumsuz bir şekilde. Yaşıyor mu öldümü bilmiyorum ama kendisine HAKKIMI HELAL etmiyorum.
ALMANYA’daki öğretmenlerimide hatırlıyorum elbette. Ancak bende asıl İZ BIRAKANLAR, İlk ve Ortaokul öğretmenlerim oldu. Oysa aradan geçen 40 yıla yakın zaman içinde asıl onları unutmam gerek.
Ama UNUTULMUYOR işte.
Zira İZ BIRAKTILAR...
HABİBE öğretmenimi 42 yıllık bir aradan sonra ziyaret ettim. Bu anlamlı gün vesilesiyle SAYGI’yı ve ÖVGÜ’yü hak eden tüm ÖĞRETMENLERİN önünde ceketimi ilikliyor, hepsinin ellerinden öpüyorum ve yazımı yüzyılın dehası-devlet adamı M. Kemal ATATÜRK’ün bir cümlesiyle noktalıyorum.
„Unutmayınız ki cumhurbaşkanı bile sınıfta öğretmenden sonra gelir“
|