REKTÖRLÜĞÜN SUÇU NE?
Eğitimde fiziki kalitemiz hayırsever ablamız sayesinde her geçen gün artmaya devam ediyor.
Birçok il ve ilçelerde hayırseverler adeta birbirleriyle yarışırken, Görele’de ne yazık ki bu yük sadece bir kişiden bekleniyor.
Görele’de özellikle eğitim alanında hayırsever dediğimizde Melahat Gürel’i çıkardığımızda geriye bir şey kalmaz.
Bu günlerde ise ilçenin gündemi Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu.
İlk açıldığı geçici binasından çıkartılarak Güzel Sanatlar Fakültesi binasına taşınan Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu için yeni bir yer arayışı sürüyor.
Rektörlük ise yer bulunmaması halinde sömestre tatilinin ardından Giresun merkeze taşımakta kararlı.
Görele’ye verilen süre ise oldukça kısıtlı görünüyor.
Görele’nin yerel yöneticileri, Sivil Toplum Kuruluşları, siyasileri veya ileri gelenleri 2 ay gibi bir süre içerisinde Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu için taşınacak yer bulması gerekiyor.
Bulunamaması halinde yıllardır mücadelesini verdiği önemli bir eğitim kurumunu kaybedecek.
Görele sadece fakülte düzeyindeki Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu’nu kaybetmeyecek elbet.
Görele, bugün 800’ün üzerinde, gelecek birkaç yıl içerisinde 2 bin civarında bir öğrenciyi kaybedecek.
Sadece yazın gurbetçilerle yüzü gülen esnaf, yaz-kış ekonomisini canlı tutacak öğrencileri kaybedecek.
Görele’nin kaybedeceklerini sıralamakla bitiremeyiz.
Ancak asıl sorun ilçemizin kazanımını nasıl sağlayabiliriz.
Daha birkaç ay öncesinde Güzel Sanatlar Fakültesi’ni akademisyen bulup açabilecek miyiz? Diye endişelenirken,bugün Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu’nu kaybetmekle karşı karşıyayız.
Her defasında Görele’nin yetiştirdiği değerlerden dem vuruyoruz fakat Güzel Sanatlar Fakültesi’ne Göreleli bir Profesör getirip Dekan yapamıyoruz.
Sonuçta da bizim fakülte binasını yaparken ortaya koyulan mücadeleyi bilmeyen,anlayamayan bir dekan geldiğinde de “dediği dedik, çaldığı düdük” oluyor.
Bunu da çok görmemeliyiz.
Fakat Görele’nin yetiştirdiği bir Profesör yokta mı yok, var da mı gelmedi?
Hatırlayacaksınız!
İstanbul’da Sivil Toplum Kuruluşlarımız, siyasilerimiz, etkili ve yetkili isimlerimiz, ilçemizin yetiştirdiği onlarca akademisyenlerle toplantılar üstüne toplantılar düzenlemişti.
Bu toplantılarda bir tane akademisyenimiz çıkıp da bu görevi üstüne vazife edinmedi.
Sonra da böyle gelen bir Dekan, elbette yoğurdu bildiği gibi yiyecektir.
Rektör Hocamıza gelince…
Aylarca Görele kendi akademisyenlerini bulsun diye bekledi.
Baktı ki Görele’nin bunu başaracağı yok kendi fakültesinin akademik kadrosunu kendisi oluşturdu.
Yine Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu’na kalıcı bir başka bina bulunmadan, ilk açıldığı okul binası ısrarla, Rektörlükten geri istendi.
Rektörlük ise şartlı olarak taşıdığı Güzel Sanatlar Fakültesi’nin açılmasıyla birlikte şartların yerine getirilerek Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu’na yer bulunmasını istiyor.
Dolayısıyla Görele’nin sahibi yoksa ne Dekanlığın, ne de Rektörlüğün suçu ne? |