Eğitim konulu yazılarımda (OECD) yani Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı tarafından düzenlenen, Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı, (PİSA) verilerini sık kullanırım.
Bu kuruluşa bağlı ülkeler belli aralarla öğrencilerinin matematik, fen ve okuma-yazma düzeylerini karşılaştırır ve sonuçları yayınlar. Bir yarışma değil, durum değerlendirmesi ama “Finlandiya” hep birincidir.
O Finlandiya’nın Meclis Başkanı ile sınıf öğretmeni olan eşi, resmi bir ziyaret için ülkemize gelmişler. Gazetecilerimiz öğretmen hanımı karşılarında bulunca Finlandiya’nın PİSA birinciliklerindeki sırrını ona sormuşlar; misafir hanım da nedenleri sırayla dizmiş:
Bir: Finlandiya’da öğretmen çok iyi eğitiliyor. Öğretmen olmak için lisans yetmiyor; en az mastır yapacaksınız. Sayısız öğretmen de doktoralı.
İki: Sınıfın ya da dersin öğretmeni uygulayacağı yöntemi kendi belirliyor, çocuğun gerek duyduğu eğitimi vermekte tamamen özgür. Öğretmene bir metot dayatılmıyor; çünkü hiçbir zaman ve hiçbir sınıfın ya da bireyin eğitim ihtiyaçlarının aynı kalıpta olmadığı biliniyor.
Üç: Eğitim masraflarının tamamını devlet karşılıyor. Veliye yüklenen tek zahmet çocuğunu elinden tutup okula götürmektir.
Dört: Sınıfların öğrenci sayısı 20 civarında tutuluyor.
Beş: Öğretmenler 3500 – 5000 Euro arasında maaş alıyorlar.
v
Bizden de bir okul öyküsü verip okuyucuyu, “onlar nerde biz nerde” demeye zorlayacağım ama önce dürüst olup nüfuslarımızı karşılaştırmalıyım: Onlar 5 buçuk, biz 74 buçuk milyonuz.
İzmir’in Kınık İlçesine bağlı Elmadere Köyü!
Soma madenindeki kıyıma 11 şehit verip 23 çocuk babasız kalınca bu köyün adı öne çıkmış. Tek derslikli eski bir okulu var.
Eğitim çağında 228 çocuk ve gencin bulunduğu bu köyde okulun kapasitesi ancak 60 öğrenciliktir ve üç öğretmeni bulunmaktadır.
Nöbetçi öğrenci ders zilini çalınca öğrencilerin tamamı ve üç öğretmen hep birlikte bu tek dersliğe doluşurlar!?
Aynı anda ve aynı derslikte öğrencileriyle ders yapmakta olan bu üç öğretmenin hâllerindeki komikliği, garipliği, ilkelliği, çaresizliği düşünebiliyor musunuz? Hem de Atatürk Orman Çiftliğine Başbakanlık sarayı yaptığımız bir çağda!
Dört ayrı seviyedeki öğrenci tek dersliğe tıkılıyor ve aynı anda üç öğretmen o derslikte ders yapıyorlar. Eskinin Mahalle mekteplerinin bundan daha ilkel olduğunu sanmıyorum.
Bu okulun 60 öğrencisinin eğitim hayatları 4 yılın ardından sona erecek. Bu, onlar için kaderdir.
Elmadere Köyü halkının Alevîliğinin, böyle bir eğitime mahkûm edilmelerinde payı olduğu görülüyor ki, aslında bu kafa ile Elmadere’de insanlık katledilmiş oluyor.
Biz yaşlı öğretmenler tek derslikli beş sınıflı köy okullarında bir başına çalışmanın ne olduğunu bilen son kuşağız.
Ve diyoruz ki; bugün içinde debelendiğimiz tüm musibetin temelinde eğitim yanlışlarımız yatmaktadır. |