|
|
|
ŞİKE, DOPİNG VE SKANDAL
Azmi Gülsoy
9 Temmuz 2013 Salı
,
7:56:
tarihinde yazdı. |
|
|
|
Başlıktaki sözcükler Avrupalı, ama uzun bir süredir gelip gündemimize oturdular. Yatıyoruz, sporumuzda şike ve skandal; kalkıyoruz doping ve gene skandal...
Konu, spor ahlâkı yönünden çok çok önemli. Zaten futbolumuzun başı hukukla bu yüzden derde girdi, debelenip duruyor; mahkemeler, mahpusluklar, dedikodular, UEFA ve Avrupa’dan kovulmalar gırla...
İşin bu tarafının üzüntüsünü, ezikliğini ta içten hissediyorum ama oturup bu konuda ahkâm kesecek halim yok, spor hukuku benim işim değil.
Ee, niye bu konuya girdin diyeceksiniz; girdim çünkü konunun her evresinde kullanılan dil beni kışkırtıyor. Bu hâl çok gücüme gidiyor, Türk ve Türkçe kimliğime dokunması da doğal olarak ilgilenmemi gerektiriyor.
Yabancı sözcükleri, olayların ayıbını hissettirmemek için mi ısrarla seçip kullanıyorlar, yoksa rezilliğin üstünü fiyakalı sözcüklerle örtmek için mi?
Ya da utancın bize dışardan geldiği izlenimini yaratmak için mi, anlamadım.
Düşünüyorum da, bizde bu olaylar daha önceleri yok muydu ki Türkçe bir ad konulmamış?
“Shique”: Fransızcadan dilimize girmiş bir sözcük.
Oynayacağımız maçı satmak ya da satın almak. Yapılan, spor etkinliği adına ahlak dışı bir danışıklı döğüş.
“Doping”: Tipinden belli, İngilizce bir sözcük; argoda uyuşturucu kullanmak anlamındadır. Sporda, ahlâkî boyutu bir yana atıp sporcunun bedensel gücünü artıran bir uyarıcı almasıdır.
“Skandal”: Dilimizde karşılığı yokmuş gibi gidip Fransızlardan alınmış ve utanmazlık, rezalet, kepazelik anlamları taşıyan bir sıfat.
Akdeniz Oyunları bizim açımızdan maç sonuçlarının değil kaç sporcumuzun uyarıcı alıp yarış dışı sayıldığının öne çıktığı bir etkinlik olmuş. Rekor bizde, Dopingle Mücadele Komisyonu 30 sporcumuzun uyarıcı aldığını açıkladı. Bu utanç çekilir mi?
İyi de, bu üç Avrupalı sözcüğün neden bizdeki karşılıklarını kullanmıyoruz? Yabancı dil hevesi ya da özentisi, çokbilmişlik, modernlik hattâ züppelikten olabilir mi? Doğrusu, kolay anlaşılacak bir davranış değil.
Şike ve doping yapmak bizim çocukların kişisel tercihleri olsa da, sonuçta rezil olan hepimizin vatanıdır. Yarışmalarımız için yabancıların dilini kullanırsak Türkiye’yi kimliği kayıp bir ülke durumuna sokmaz mıyız?
Konuyu araştırırken bulgularımın yanına bir tepki yazmış, “Türkiye Atletizm Federasyonu değil, doping federasyonu” diye bitirmişim. Haksız mıyım?
Gene notlarımda, Atletizm Federasyonu Başkanı Mehmet Terzi’nin “Bu kadar takip etmemize rağmen yapacaksa yine yapıyor. Spor Bakanımız ve Genel Müdürümüz ile bu konuları her an ve her zaman konuşuyoruz; onların da büyük gayretleri var.. İstifa etmemle ilgili bir neden yok..” demesine karşın, “Bu şeyhin kerameti kendinden menkul ve yeri sağlam” notu düşmüşüm.
Ey sayın yöneticiler, bu çocuklar size rağmen mi maç satınalma, uyarıcı kullanma sonucu utanmazlık bataklığında boğuluyorlar?
“Herkesin suçlu olduğu bir yerde kimse suçlu değildir” hükmünü verenler galiba haklılar.
Gene de ben biz öğretmenleri suçluyorum. Siz bizim eserimizsiniz. Yazıklar olsun hepimize! Dil kimliğimizi de, onurumuzu da aymazca harcıyoruz!
|
|
Bu haber toplam 2555 defa okunmuştur. |
|
|
|
|
|
|
|
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir. |
|
|
|
Toplam (0) adet yorum eklenmiştir. |
|
|
Bu Yazıya Yorum yapılmamış ilk yorum yazan siz olun!
|
|
Bu yazıyı paylaşın: |
|
|
|
|
|
|
|