Önümüz eylül, okul günleri yaklaşıyor.
Durmadan oynanarak başı döndürülen temel eğitimde,birhükm-i karakuşî ile geçen yıl okula başlatılan,bebeklikle çocukluk arasına sıkışmış minikler kuşağı,bir öğretim yılı boyunca kobay niyetine denendi veelbet % 80’i okuma-yazma öğrenemedi.
Bundan kaç ufaklık etkilendi?
898743 erkek + 857875 kız = 1756618 yeni kayıt.
Yasa çıkarmışlardı: “Çocuk beş yaşını bitirdiği eylül ayının sonunda okula başlar.” Ve hiçbir uyarıya kulak asmadan inatlarını yürüttüler. Muhteşem bir sonuç umulurken yaklaşık 1 milyonun çok üzeribir rakama ulaşan çocuk, okuma-yazma öğrenemeden bu yıla devredildi.
Cumhuriyetten beriyeni kayıtta temel seçenek, çocuğun 7 yaşına basması idi. Ancak eylülde okula kaydı istenençocuk yılbaşına kadar7 yaşına girecekse (68-71 ay) kaydı yapılabiliyordu ve uygulamada bu hiç sorun çıkarmadı.
2012-2013 öğretim yılında keyfî bir zorlamanın öğretmenleri ve velîleri hiç hesapta olmayan bir düş kırıklığına uğratmasının ardından gelen başarısızlık şoku bu sonucun kurgulayıcılarını eskiye döndürdü.
Düzeldi ama bu kez de beş buçuk yaşını aşanlar (66-67-68 aylıklar) için veli okula başlatmıyorsa erteleme dilekçesi verecek. 69-70-71 aylıklar okula başlatılması bir yıl geciktirilecekse,sağlık raporu isteniyor.
Bu, velîye bürokratik zorluk çıkarmaktır. Sağlık raporuanne-babanın, öğretmenin ve müdürün görüşünden daha mı sağlıklı olacak? Nedir bu güvensizlik?
Kayıtta dilekçe ve rapor gibi bürokratik işlemlerin koşulması acaba velinin çocuğunu okuldan kaçırmasına karşı bir önlemi mi?
Yukarıdaki istatistik rakamlarına bakılırsa erkek-kız demeden velînin çocuğunu kesin okutmak istediği anlaşılır. Bizde kızların okutulmasından kaçınıldığı sanısı var ya, bu çoktan aşıldı.
Geçen yıl denemesi yapılıp yanlışlığı ortaya çıkan uygulamaya öğretmen sendikaları ve ODTÜ, Boğaziçi, Hacettepe üniversitelerinin tepkisi yoğundu. Bunlar küçümsendi, pedagojiden, psikolojiden, sosyolojiden, fizyolojiden habersiz birileri tarafından inatla görmezden gelindi.
Şimdi ortada, milyonun üstünde vurgun yemiş çocuk bekliyor. Öte yandan oldukça kalabalık da yeni kayıt yapılacak. Sorunu yönetecek bilgili ve deneyimli kadrokuşkusu sürüyor. Yeni kayıtlardan çok, geçen yılın siyaset kazasına uğrayıp, okuma yazma öğrenemeden ikinci sınıfa geçenöğrenciler için düşünülen ne, buna kafa yoran var mı acaba?
Biz deneyimimizi söyleyelim. İlköğretimde ilk üç yıl okuma-yazma merkezli öğretim yapılır, 4 ve 5’nci sınıflarda öğrenci ortaokulun daha ağır programlarına hazırlanırdı.
Talim Terbiye Kurulu bu çocukları ayrı sınıfta toplar, başına yeni bir öğretmen vererek okuma-yazma mı öğretir, yoksa kendi öğretmenine bırakır, önceliği onlara okuma-yazma öğretmek olarak mı belirler göreceğiz. |