Dershane baskısının yarattığı bu tatili öğrenciler doktor raporlarını kullanarak daha önce de yapıyorlardı. İyi oldu.
Bakanlığın açıklaması şu:
“... Zaman baskısı yaşamadan..
Hazırlık sürecinde derslerine daha iyi motive olmaları.
Sınavlara psikolojik olarak daha rahat girmeleri.
Gerçeğe uygun olmayan rapor alınmasını önlemek için.
Bu öğretim yılına mahsus olmak üzere 45 gün...”
Ama neden bu öğretim yılıyla sınırlı olduğunu anlayamadım. Bakanlığın on yıldır süren kararsızlığı ve bunun yarattığı karmaşa bir türlü çözülemiyor.
Bakanlar değişti; belki genel müdürler değişti; her şey karman çorman oldu.
Sınav üstüne sınav kondu, ama hepsi bu yıla mahsus. Ertesi yıl değişti.
Değişmeyen bir şey var: Dershaneler.
Kısa bir istatistik bilgi:
11 Nisan 2013 Tarihinde Türkiye’de toplam 3830 dershane ve buralarda çalışan 64142 eğitimci bulunuyormuş. Bunlar, kayıtlı olup vergisini ödeyenler... Bir de kaçak dershane dedikoduları dolaşıyor da. Son bir yılda 417 dershane kapanmış, 310 tane de yeni açılmış.
İyi de 45 gün izin verilip, hadi dershaneye dediğiniz bu çocukların boşta kalan öğretmenleri ne yapacaklar?Öğrencilerini ellerinden alıp dershaneye yönlendirdiğiniz bu öğretmenlere yapılan, ‘beceriksizler, elinizden bir iş gelmiyor,’ demek değil mi?
İmparatorluğumuzun son döneminde, yetişmiş insan gücünün tamamı savaşlarda yok olduğu ve Cumhuriyetimizinbunların yerini ancak 1960’lardan sonra, devlet liseleri becerisiyle doldurduğu gerçeğini ne çabuk unuttuk. 20 yıl öncesine kadar dershane mi vardı? Yoksa dershanelerdeki 64 bin öğretmen Oxford’dan doktoralı mı?
Tamam, Türkiye Cumhuriyetinde anne-babalar çocuklarının sadece zorunlu eğitimi tamamlamasını değil, üniversite eğitimi de alıpgeleceklerini garantileme derdindeler.
Öğrencinin sınava hazırlanma ihtiyacı, özel bir program ve düzenlemeyle kendi okullarında, kendi öğretmenleri tarafından karşılanamaz mı?Beceremiyorlarsa öğretmen yetiştirme sistemini gözden geçirin.
Öğretmen okulları da (liseleri) kapatılacakmış. Yoksa “okullar olmasa şu maarifi çok kolay yürütürüm” diyen eski maarif nazırının şakası gerçek mi oluyor, eğitimi hepten dershanelere mi devretmeyi planlıyoruz?
Dert bir değil ki; bir dokun bin ah işit!Biz liseyi bitirenlerin karmaşasını yazdık; bir bilgi de okula yeni başlatılanlardan:
Bakan Nabi Avcı bir soru önergesine verdiği yanıtta, Ankara ili genelinde 5 yaşında okula başlatılan, fakat daha işin başında hem velinin hem de öğretmenin isteği ile okuldan geri alınan bebek öğrenci sayısının 1174 olduğunu açıklamış. Acaba tüm ülkedeki rakamı milletin gözü korkmasın diye mi açıklamadı?
Zamanında bu çok tartışılmış ama siyaset iplememişti. Şimdi bu 1174 öğretmen, veli ve göz yuman yöneticilere,getirilen yenilikleri sabote etme suçundan ceza da verilebilir,5 yaş hatasından geri de dönülebilir; göreceğiz.